Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, ilk zamanlara kıyasla kontrol altına alındı. Aşılar umut vadeder hale gelmiş olsa da, yeni bir pik ihtimaline karşı her zaman tetikte olmamız lazım. Sebebine gelecek olursak; biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde herkesin dört gözle beklediği Kabine Toplantısı’nın ardından Yeni Normalleşme Süreci’ne geçiş kararlaştırıldı. Bu süreçte uzun süredir kapalı kalan esnaf, dükkânlarının kapılarını müşterileri için araladı. Haliyle insanlar da uzun sürenin ardından özlediği ortamlarına geri döndü. Kararın açıklanmasının ardından Kastamonu’ya ciddi bir kalabalık hâkim oldu. Bunun normal olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar evde otur otur sıkıldı. Ortamlara girmek, arkadaşlarıyla sohbet etmek bir ihtiyaç halini aldı.
15 günde bir yenilenecek olan risk haritasında illerin renk kodları değişecek. Twitter’da bir paylaşım gördüm; Normalleşme sürecinin açıklanmasının ardından risk haritasının 15 gün sonraki halini tahmin ederek bir harita atmışlar. Haritanın tamamı kırmızı, yani çok yüksek riskli renk kodu… Açıkçası bu hale kadar ulaşır mı, zannetmiyorum. Ancak önümüzdeki süreçte mavi renk kodlu il kalmayabilir.
Geçtiğimiz günlerde Kastamonu Tabipler Odası Başkanı Yusuf Öztürk ile bir röportaj yaptım. Kendisi Mart ayında bir normalleşmenin Türkiye için yararlı olmadığını, aksine bu normalleşmenin bedelinin yaz aylarında ödeneceğini belirtti. O sebeple Mart ayında normalleşmenin olmaması ve sıkı tedbirlerin devamlılığını savunuyordu. Kastamonu’daki kalabalığı görünce bu düşüncenin ne kadar yerinde olduğunu fark ettim.
Dün akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sinovac aşısının 3. faz çalışmalarının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Aşının etki oranının 83,5 olduğunu ve hastaneye yatışı da yüzde 100 engellediğini ifade etti. Açıkçası bunu duymak güzel. Bu satırları yazarken aklıma yine Tabipler Odası Başkanının ifadeleri geliyor. Kastamonu Tabipler Odası Başkanı, aşılamaların oldukça önemli olduğunu ve bu süreçte gevşemeden aşılama sürecinin tamamlanması gerektiğini belirtmişti. Aşıya karşı bir önyargım vardı, ancak kendisiyle görüşmemin ardından bu önyargı zihnimden tamamen kalktı. Çünkü bu aşı bizim uzunca süredir kullandığımız yöntemle, inaktif yani ölü virüsün vücuda enjekte edilmesiyle yapılan bir aşı,,. Ayrıca bu aşı, inaktif olması nedeniyle genetik bozukluğa da yol açmıyor. Eskiden olsa Biontech aşısını yaptırmayı yeğlerdim, ancak bu aşının Sinovac’a göre daha tehlikeli olduğunu öğrendim. O sebeple bu aşının mümkün mertebe herkese en kısa zamanda vurulması gerektiğini düşünüyorum.
İlerleyen günlerde bir pik yaşayacağımızı öngörüyorum. Zaten Kastamonu için yüz binde 21.79’a kadar düşen haftalık vaka oranı, normalleşme sürecinin açıklanmasından hemen önce yeniden açıklanmıştı. Vaka oranında bir artış meydana gelerek bu oran 34’e çıkmıştı. Herhalde bu normalleşmeyle beraber yeniden kısıtlamalar gelecek gibi gözüküyor.
Vali Avni Çakır da bu öngörüye sahip olacak ki, yeni süreçte yeni tedbirlerin hat safhaya çıkacağı noktasında açıklama yaptı. Kastamonu’daki vaka sayılarında yeniden bir artışın yaşanması dâhilinde yeniden eski kısıtlamaların gündeme geleceğini unutmamak ve bu doğrultuda hareket etmek elzem.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.