(11 OCAK 2016)
Dünya kurulduğundan beri sıkıntılar, savaşlar, kaos ve acı hep var ola gelmiş. Ancak insanlık ve toplumsal hayat devam ediyor.
Yüzbinlerin içinden bir insanoğlu ya da insankızı çıkıyor; hayal ediyor. İnanıyor. Ve hayallerinin peşinden koşup, başarıyor.
Kısacası; insanlık bugün geldiği noktayı hayalleri olup peşinden gidebilenlere borçlu.
?Bilim insanları basketbol oynayan bir grup öğrenciyi üçe ayırmış. Birinci grup, belirli bir uzaklıktan sayı yapabilmek için yirmi gün atış çalışması yapmış.
İkinci grup, hiçbir çalışma yapmadan yirmi gün beklemiş.
Üçüncü grup, yirmi gün boyunca her gün zihinlerinde topu potaya atarak sayı yaptıklarını hayal ederek zihinselantrenman yapmışlar. Zihinlerinde her seferinde topu potaya sokarak sayı yaptıklarını canlandırmışlar.
Sonuçlar ne mi olmuş?
Her gün aktif fiziksel antrenman yapan birinci grubun atış performansı yirmi günün sonunda yüzde 24 artış göstermiş.
İkinci grupta kayda değer hiçbir artış olmamış. Çünkü hem çalışmamışlar hem de hayal etmemişler.
Üçüncü grup, sadece zihinlerinde canlandırma ile yüzde 23 performans artışı sağlamış.
Hemen hemen birinci gruba kadar bir artış.
Başka bir çalışmada da beş kişi bir ay boyunca günde beş kez ağırlık kaldırdıklarını hayal ederek kol kaslarını geliştirmeye çalışmışlar. Sonuç, kaslarda yüzde 13.5?lik bir büyüme!??
***
Kastamonulular olarak son yıllarda heyecanlandıran ve geleceğe dönük hedefler koymamıza neden olan birçok olumlu gelişmeye şahit olduk. Ulaşımda, sağlıkta vs?
Ama bir tanesi var ki şehir olarak onlarca yıldır üzerimize örtülü ölü toprağının farkına varmamızı sağladı.1966?dan bu yana tam 50 yıldır bir türlü yakalayamadığımız ivmenin bizler için ne kadar önemli olduğunu, kaliteli bir futbol takımının şehrimize ne kadar heyecan ve sevinç yaşatabileceğini fark ettik.
İlk olarak BAL Ligi?nde oynayan Tosya Belediyespor tüm haklarıyla satın alındı. Borç yükü altında ezilen Kastamonuspor?un ismi değiştirilerek ?Kastamonuspor 1966? adı altında sıfır kilometre yepyeni bir takım oluşturuldu.
Tabi yetmiyordu? İleriye dönük hedefleri olan, e tabi parası da olan bir yönetim kurulu, daha da önemlisi bu yönetime öncülük edecek, arkasında dağ gibi duracak bir şehir yöneticisi gerekiyordu. Çok şükür şehrimizin önemli işadamlarından Mahir Altıkulaç başkanlığında kurulan yönetim, Belediye Başkanı Tahsin Babaş?ın o ?dev? desteğiyle daha BAL Ligi?nde oynarken 2. Lig hedefini çoktan benimsemişti. Oynadığı kaliteli futbolla şehre yıllardır hasret olduğu heyecanı ve önemlisi de ?umudu? tekrar yaşatan Kastamonuspor 1966, bugün Süper Lig takımlarına kafa tutan, tüm Türkiye?nin konuştuğu bir takım haline geldi.
Bu başarıda hiç şüphesiz en büyük pay Teknik Direktör Ahmet Duman, futbolcular ve taraftarındır. Yönetimin doğru tercihleri ve belediye başkanımızın desteği olmasaydı bu başarılar gelmezdi.
Henüz bir buçuk yıl önce amatör ligde oynayan bu takım, 3. Lig?in ilk yarısını lider tamamladı.
Yetmedi… Türkiye Kupası?nda BAL?danBartınspor?u, 2. Lig?den Konya Selçukluspor?u eleyerek önemli bir başarıya imza attı.
Yetmedi..; Süper Lig?in kaliteli takımlarından Kasımpaşaspor?u kendi sahasında yaklaşık 3 saatlik bir mücadeleyle ve yıllarca konuşulacak bir başarıyla kupanın dışına attı.
?KASTAMONUSPOR DEĞİL, SANKİ BARCELONA??
Tam ?bu kadar heyecan kalbimize ağır gelir? derken, o Avrupa Fatihi, Türk futbolunun üç büyüklerinden Galatasaray?ı Gazi Stadı?nda ağırladık. 2-1 yenildik ama, kimin umurunda?
Koskoca Galatasaray ile kafa kafaya mücadele eden Kastamonuspor 1966, milyonlarca lira harcasak yapılamayacak bir tanıtımı, reklamı yapmamızı sağladı. Maçın ardından yapılan yorumlar, spor gazetelerinde atılan manşetler göğsümüzü kabarttı.
?Cimbom ecel terledi döktü?,
?Galibiyet Kastamonuspor?un hakkıydı?,
?Kastamonuspor değil, sanki Barcelona mübarek…?
Ve daha birçok başlığı görünce gözlerimiz doldu.
Sanki Süper Lig?in deviyle 3. Lig takımının karşılaştığı bir maçtan değil, UEFA Kupası maçından bahsediliyordu.
Tüm bunlar çok gurur verici ve insanı mutlu eden şeyler. Ayrıca; KSK 1966 için lig yeni başlıyor. Sadece Ocak ayı sonuna kadar 6 maç oynayacak. Yönetimimiz her zamanki gibi üstüne düşeni yaparak ihtiyaç olan mevkilere yeni transferler yaptılar, yapıyorlar.
Hocamız ve futbolcularımız devre arasını iyi geçirmeli ve ikinci yarıya en iyi şekilde hazırlanmalı. Taraftarımıza gelince onlarsız hiç olmaz. Fedakar ve cefakar taraftarımız her zaman takımının yanında olmalı, ama her zaman sadece kazandığında değil, kaybetse da yanında olmalı ve desteğine devam etmelidir. Bu şehrin, bu takımın şampiyonluğuna çok ihtiyacı var.
Şehir olarak da marka değerimizi artırmanın olmazsa olmazı KSK 1966?nın bir üst lige ve hatta 1. Lig?e, Süper Lig?e çıkması. Neden olmasın?
Beynimiz düşüncelerimizi, duygularımızı, davranışlarımızı kontrol ediyor. Ve bilinçaltımız bu faaliyetin yüzde 88?ini kontrol ediyor. Zihnimizde yoğun olarak canlandırdığımız ve düşündüğümüz her şeyi beynimiz gerçek sanıyor. Beynimiz ona sunulan her türlü bilgiyi doğru kabul ediyor ve hayal etmeye devam ettiğimiz sürece tüm performansını onu gerçekleştirmeye adıyor.
Günümüzde beynin bu özelliği en çok spor alanında kullanılıyor. Ve dünya takımlarının spor koçu olduğu gibi zihin koçları da var.
Beynimiz buna inanırsa değişim de başlamış oluyor. ?Yeter ki heyecanını koru? dedikleri şey işte tam da bu!…
Başarıya ilk olarakzihinsel olarak hazırlanmalıyız.
Önce sen inan Kastamonu!..
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.