Hepimiz doğduğumuz günü kendi adımız gibi biliriz ama yaşamımızın ne zaman son bulacağını bilemeyiz. Tüm insanlık için belirsizlik üzerinedir yaşamımızın en son durağı. Yaşayabildiğimiz kadar yaşarız yeri gelir ağlar, yeri gelir güleriz kimi zaman da canımızı sıkanlar olur ama yaşamaktan yarını görmekten hiçbir zaman geri durmayız hayatta. Hayatın bize veren atmosferini almak ve tatmak için. İsmet Özel’in ‘Yaşamak Umurumdadır’ şiirinde dediği gibi:
“Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan,
Beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz,
Yürürsem rahmet boşanacak.
Üç satır ama içi dolu dolu yaşamak arzusu ile.”
Her insanın dünyaya gelişi bir mucizedir ve anlam yüklüdürinsan mana taşır kendin de ve toplumda. Kendini sorgulamaya başlar, sonra hayatta ki varoluş nedenini,benim bu evren de varoluş sebebim nedendir, öncelikle kendime, sonrasında insanlığa faydam ne diyerek anlam arayışı içerisine girerkendisiyle insan. Bugünden ziyade yarına, geleceğe odaklanırız ve gelecekler için planlar yaparız beş yıl, on yıl sonrası için ya da yarın için. Belki de bu günümüzün yaşamımızdaki son günü olduğunu unutarak bir hoşça kal diyemeden kim bilir kırdığımız insanlara bir özür bile dileyemeden son bulabilir hayattaki yaşamımız. İnsan habersizdir kırdıklarından, belki de umursamaz değer vermediğinden ya da cesaret edemediğinden çünkü gururlu bir yapıya da sahiptir hep diğer taraftan bekler atılımlar, kendisi atılımın içinde bulunmaz. İnsan bazı konularda gururlu olmasa, keşke özür dilese, ona değerli olduğunu hissettirebilse ama maalesef bunu yapamıyoruz ne olur ki insan insanı mutlu etse, değerli olduğunuzu hissedebilse beceremiyoruz belki de, ama en sonun da bir hoşça kal diyemeden yaşamımız son bulabiliyor örnekleri vardır bu örnekleri size bırakıyorum çünkü havasını aldığımız bu yaşam da birçok şeye tanık olabiliyoruz üzülebiliyoruz da, gelin sevinmek hala mümkünken kırdıklarımızın kalplerini onaralım çok geç olmadan. Gurur yapmakta, gururunuzu ayaklarınızın altına almakta sizin elinizde, hoşça kala hasret kalmakta.
Bugünü unutarak yarını merak ederiz an’ı yaşamayız an’da kalmayız böylelikle mutlu olmayı da unuturuz, hep yarının koşturmasının peşinde olduğumuzdan. Bugün yaşadığımız son gün olsaydı belki de? Bir telaş içine girdik sanki son günümüz bugün olduğunu düşündüğümüzde sanki bende hissettim yaşamım bugün son gün olsaydı? Ne yapardık acaba? İlk şunu düşünürdük zihnimizin süzgecinden şunu geçirirdik, kırdığım insan oldu mu, cesaret edemeyip de diyemediğim şeyler,dese miydim, ne kaybederdim söylemekten, içimizde kalan yorgunluk verendir, en çok da aklımıza, yüreğimize. Şunu belirtmek isterim ki, her şeyin başı düşünmektir düşünmeden yapılan, söylenilen her şey ziyandır. Düşünceleriniz ziyan olmadan önce bir düşünün sonra uygulayın ziyan olmasın düşünceleriniz.
Bugün yaşadığın son gün olsaydı sen ne yapardın ilk? Keşken olur muydu? Büyük bir ihtimalle keşkemiz hep olmuştur ya dediklerimizden ya diyemediklerimizden. İşte size siz değerli okuyucularımı düşündüğümden bu yazıyı yazmak istedim bugünü iyi yaşayın diye, kırmayın istedim insanları. Mutlu olun bugün hala sizin olduğundan, hala fırsatınız var, hala umut taşıyabilirsiniz çünkü hayattasınız. Hala bugün bizim, yarını göremeyebiliriz belki de. Bugünü son gününüzmüş gibi yaşayın, ama her an ölümü düşünmeyin çünkü gitmek hep üzer insanı, veda etmek, ayrılmak… Siz hep kıymet bilen taraf olun kırmayın, bugünü yaşadığınız için şükran duyun, sevin insanları ama önce kendinizi sevin çünkü insanın en iyi dostu yine kendisidir.
Yaşadığımız her an en kıymetli an’dır, bunun hep bilinci içerisinde olun.
Zaman en değerli hazinemizdir. Hazineyi nerede kullanacağımızı, nerede saklayacağımızı iyi bilmeliyiz. Ve kıymetini bilmeliyiz bugünümüzün.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.