Doğrusöz Gazetesi

Doğrusöz Gazetesi

  • Dergiler
    • Eksen
    • Azra
  • İlk Sayfa
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Video Haber
[x] Kapat
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
  • Doğrusöz Gazetesi
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
ANASAYFA Özel Haber Video Haber ‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’

23 MART 2021

328
Doğrusöz Gazetesi 23.03.2021 09:40:53
  1. DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA TRAKYA SINIRINDA 4 YIL ASKERLİK YAPAN MEHMET ŞENOĞLU, VATAN SEVGİSİYLE GENÇLERE ÖRNEK OLUYOR;

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’

MİLYONLARCA insanın ölümüyle sonuçlanan 2. Dünya Savaşı yıllarında 4 yıl boyunca Trakya’da askerlik yapan Daday ilçesine bağlı Gülef Köyünden 98 yaşındaki Mehmet Şenoğlu, o dönemi ve yaşadıkları zorlukları anlattı.

2.Dünya Savaşı’nın hüküm sürdüğü yıllarda, yabancı devletlerin savaş ateşine Türkiye’yi de çekme çabaları kayıtsız kalmıştı. Ancak o günlerde hem ekonomik hem de siyasi olarak ayakta durmaya çalışan Türkiye’yi korumak için vatan evlatları son güçlerine kadar bedenlerini siper etti. Mihver Devletleri’nin, Trakya ve boğazlara girmesi, savaşın stratejik olarak güç dengelerini bozmuş ve bu durum Türkiye’nin savaşa girme riskini artırmış, dolayısıyla müttefiklerle karşılıklı işbirliği ve askerî yardımları savaşın ilk anlarından itibaren gerçekleşmeye başlamıştı. 30 Ocak 1943 tarihinde, İngiltere Başbakanı Churchill ile Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında Adana’da yapılan görüşmelerde bu askerî yardımların esasları belirlenerek uygulanmaya başlamıştı. Bu görüşmeler, aynı zamanda Türkiye’yi adım adım savaşa yaklaştırmış, ancak uygulanan tarafsızlık politikası savaşın son dönemine kadar devam etmişti.

Türkiye, her ne kadar 2. Dünya Savaşı’na girmemişse de, savaşın ilk gününden itibaren her an savaşa girecekmiş gibi seferberlik, savunma ve taarruz hazırlıklarına başlamış ve her türlü sıkıntıya ortak olmuştu. Gerek Trakya’da ve gerekse yurdun diğer köşelerinde alınan ekonomik, sosyal, siyasal ve askerî önlemler, Türk halkını derinden etkilemiş ve tam bir seferberlik uygulaması yaşanmıştı. Dünya Savaşı yıllarında muhtemel taarruz ve istila istikametinde olan Trakya bölgesinde kurulan Çakmak Hattı’nda görev alan ve o yıllarda 4 sene boyunca askerlik yapan Cumhuriyetle yaşıt Dadaylı Mehmet Şenoğlu, o dönemin hükümeti tarafından bölgeye ciddi asker sevkiyat yapıldığını belirtti.

1942-1946 yılları arasında askerlik yapan Şenoğlu, askerlik yıllarında yaşadıkları sıkıntıları, izlenimleri ve ailesiyle yaşadıklarını anlattı. 4 yıl boyunca askerlik yapan ve çok ciddi ekonomik sıkıntıların olduğunu ifade eden 98 yaşındaki Mehmet Şenoğlu; “Yine harp olsa, bu halimle tekrar giderim” ifadelerinde bulundu. Vatan sevdasıyla dikkat çeken Mehmet Şenoğlu, şimdilerde 6 ay süreyle yapılan askerliğe bile burun kıvıranların olmasını doğru bulmadığını aktardı. Konuşmakta ve duymakta güçlük çeken Şenoğlu’na, kızı Emine Yanaşoğlu bakıyor. Babasının, evlatlarına vatan aşkını, sorumluluk bilincini, hak yememeyi ve insanlığı aşıladığını ifade eden Yanaşoğlu, “Babamla gurur duyuyoruz” diye konuştu.

ŞENOĞLU; “BİR GÖZÜM YOK AMA PARMAĞIM TETİĞE BASIYOR”

Savaş yıllarına şahit olan Mehmet Şenoğlu yaşadıklarını şöyle anlatıyor; “1923 senesinde Daday’ın Gülef Köyünde dünyaya geldim. Askere 1942 senesinde yani 19 yaşındayken gittim. 1946 yılına kadar askerlik yaptım, tam 4 sene askerdeydim. O zamanlar çok zordu. Pusu kuruyordu Almanlar. O dönemde bizleri Trakya hududunda sıraya koydular. Önümüzde bir birlik daha vardı. Yol vermedik Alman’a… Oradan Sibirya’ya dolandılar ve orada mağlup oldular. Biz 32’nci alaydaydık. Oradayken doktorlar geldi ve bize sıhhi bilgi verdiler. Yaranın nasıl sarılacağını, yaralı askerlere nasıl müdahale edileceğini öğrettiler. Yaralı askerlerin yaralarını da sardık askerdeyken. Sonra küçük arabalarla yeni görevimiz olan fırına verdiler. Hamur pişer pişmez koşup yine cepheye geliyorduk. Yemek azdı, onunla doymazlardı ama yapabileceğimiz bir şey de yoktu. Harp görmedik ama seferberlik yaşadık. Vatanımıza zarar gelmesin diye geceler boyu çift nöbette bekledik, hiç uyumadığımız zamanlar oldu. Oralarda aç susuz durduk. Hepimiz çok zorluk çektik. Vatan savunması çok önemli ve bizim en kutsal amacımız da buydu. Vatanı düşmana geçirtmemekti. Önümüzde bir birlik daha vardı. Eğer onları geçselerdi Almanlar, bu sefer bizler karşı koyacaktık. 2. Dünya Savaşına girmedik, harp görmedik ama vatanı canı pahamıza savunmayı da en temel görevimiz bildik. Çok zorluk çektik oralarda. Allah korusun eğer olur da bir savaş çıkarsa bu halimle de olsa yine giderim. Gözümün teki yok ama parmağım tetik çeker. Vatan savunmasına gidilmez mi? Bu vatan bize emanet. Onu ne pahasına olursa olsun korumak da 7’den 70’e bizlerin görevi. Vatan mukaddestir.”

YANAŞOĞLU; “ANNEM BABAMIN FOTOĞRAFINI TANIYAMAMIŞ”

Mehmet Şenoğlu’na bakan kızı Emine Yanaşoğlu, annesinin o dönemde zorluk çektiğini ifade ederek, şöyle konuştu; “Babam askerdeyken annem çok sıkıntı çekmiş. Annem anlatırdı bize, o dönemde yaşananları… 5-6 kadın Gülef Köyünden kağnılara mermiyi yüklemişler, nereden yüklediklerini bilmiyorum. İnebolu’ya kağnı arabalarıyla götürmüşler. Öküzün birinin ayağındaki nalı çıkmış. Öküz nalsız gider mi? Öküzün ayakları hep kan revan olmuş, yürümekte çok zorlanıyormuş. Şimdiki gibi yol yok o zamanlarda her yer taş toprak. Kadınların gücü yetmemiş. Kadının biri başındaki yaşmağını çıkarıp öküzün ayağına sarmış yollarına o şekilde devam etmişler. İnebolu’ya kadar başı açık bir şekilde o mermiyi götürmüş. Annemin anlattığı bu olay beni çok etkilemişti. Bu vatan kolay kazanılmadı. Zamanında kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla hep birlikte el ele verip kurmuşlar bu vatanı. Kurduktan sonra da muhafaza etmeye devam etmişler, hala da ediliyor. Bu vatan bizlere emanet. Hatta annem yine anlatır; babam askerdeyken anneme kendi fotoğrafını gönderiyor. Dedem “Kimin resmi bu anlayamadım” diyerek anneme göstermiş. Annem bakmış “Kim ki bu” demiş. O kadar zaman geçmiş ki annem eşinin yüzünü de unutmuş. Bu da beni oldukça etkilemişti.”

“BABAMLA GURUR DUYUYORUM”

Babası Mehmet Şenoğlu için düşüncelerini aktaran Emine Yanaşoğlu; “Babamla gurur duyuyorum. Kendisi çok dürüst ve mert bir insandır. Yalanı sevmez asla yalan konuşmaz. Köyün en mutlu ailesi bizdik. 4 kardeşiz biz. Ben daha bu yaşıma kadar babamın 1 tek tokadını yememişimdir. Ne istersem sağ olsun getirirdi. Anneme diyemediğimi babama derdim. Babam bizi sorumluluk bilinciyle, vatan ve millet sevdasını içimize işleyerek yetiştirdi. Bizler de ondan aldığımız bu bilinci kendi evlatlarımıza aşılamaya çalışıyoruz. İlkokul mezunuyum ben. Şimdiki gençlik biraz sorumsuz yetişiyorlar. Hemen bir zorluk gördüler mi bırakıveriyorlar. Annem, babam askerdeyken çok sıkıntı çekmiş. Çocukları evde bırakmış kadın işini de erkek işini de hep kendi başına yapmış. Köylünün de elinde avucunda yokmuş o dönemlerde. Biz cennette yaşıyoruz önceki dönemlere göre, çünkü geçmişte çok sıkıntı varmış” dedi. (Nihan Kıran / ÖZEL HABER)

BENZER VİDEOLAR

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

KEAH’ta başarılı ‘açık bypass’ ameliyatı

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Her işinde sıkıntı var

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Denetimler Sürüyor

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Ramazan davulu da pandemiye takıldı

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Yunus Timi’ne taze kan

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Afiş ısrarı

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Kablo hırsızlarını ayak izleri ele verdi

‘Bu halimle de olsa yine harbe giderim’ haberi

Artık ‘Masal Evi’miz de var

© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.

error: İçerik Koruma Altında.