Samed Behrengi, 24 Haziran, 1939; Tebriz, İran Şahlığı doğumlu, Azeri asıllı İranlı öğretmen ve çocuk hikâyeleri ile halk masalları yazarı-derleyicisidir.
Haziran 1939’da Tebriz’in Çerendâb Mahallesi’nde dünyaya geldi. İzzet ve Sara çiftinin 6 çocuğundan biri olan Samed’in iki erkek ve üç kız kardeşi daha vardır. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra TEBRİZ’deki “Debîristân-i Terbiyet” ve “Dânişserâ-yi Âlî” adlı öğretmen okullarında eğitimine devam eder ve ardından öğrenimini tamamladıktan sonra Mamkan, Gogan, Ahircan gibi köy okullarında öğretmenliğe başlar, kısa ömrünün sonuna kadar bu görevde kalır. Öğretmenlik yaparken bir taraftan da Tebriz Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde gece derslerine devam ederken Azerbaycanlı köylü çocuklara rehberlik hizmetleri sunar ve onlar için masallar yazar. Azerbaycan halk edebiyatını inceler, ağızdan ağıza dolaşan halk masallarını toplayarak Azerî Türkçesi ve Farsça olarak yeniden derler. Edebî faaliyetlerinin belki de en önemlisi olan bu çalışmasının yanı sıra Azerbaycan folkloru ve İran eğitim sistemi üzerine eğilir ve bu durum sonunu hazırlar.
Eğitim sisteminin aksayan yanlarını tespit ettikten sonra çözüm yolları üretir, ardından o dönemin önemli gazetelerinde ve dergilerinde çıkan yazılarında S. Garanguş, Çingiz, Merâtî, Bâbek, Behreng, Adıbatmış, Daryûş, Nevvâb Merâgî, S. Adam, Solma gibi takma adlar kullanarak ‘Adîne’ adlı haftalık bir gazete çıkarır ama o dönemin baskıcı yönetimi altında bu gazete varlığını sürdüremez.
Eserlerinin geneli çocuk öyküsü olarak görülse de, ne var ki kimilerince çocuk öyküleri olarak görülen bu yapıtlar kimilerince de İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dayatılanı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinlerdir. Zamanının şah yönetimine karşı masal ve hikâyeler yazarak karşı koymaya çalışmış, başkaldırmıştır. Kısa hayatı boyunca her zaman çocuklara hayatı anlatmaya çalışmış ve öğretmenlik görevinde kalmıştır. Bir çocuğun karşılaşabileceği üvey anne, yalnızlık, dayatılan normlarla, açlıkla, sefaletle bir çocuk gibi düşünüp onlara çözüm yolları üretmiştir ve Behrengi okuyan bir çocuğun onu sevmeme ihtimali pek yoktur. Aslında zararsız, yalnızca doğru bulduklarını savunan ve bunun için oldukça naif direnen her insan gibi katledilmesi kaçınılmazdı. Daha yalnızca 28 yaşındayken şüphe uyandıran bir biçimde Aras Nehri’nde, kurumuş bir dere kenarında yüzerken boğulduğu söylentisi yayılsa da buna kimse inanmadı, çünkü Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına gelen şahlık düzenini açıkça eleştiriyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Bu yüzden bir kaşık suda kafası ezilerek katledildiği düşünülür halk tarafınca… Yapıtları onlarca dile çevrilen ve yalnızca insanlara hak ettikleri gibi yaşamalarını öğütleyen naif bir köy öğretmeni olarak kalır onlarca ulusun hatırlarında…
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.