Değişen dünyayla birlikte her gün yeni yeni kavramlar giriyor lügatımıza. İtibar yönetimi, kurumsal sosyal sorumluluk, marka yönetimi, marka değeri, sürdürülebilir büyüme ve bunun gibi birçok içi dolu sözcük.
30 yıl evvelinin sözüne itibar edilen, mert, güvenilir, güler yüzlü, hali vakti yerinde esnafının, halk nazarında durumu neyse, günümüzde markalara da o gözle bakılıyor, marka değeri artıyor. Rakamsal değerler aynı bakış açısıyla pozitif yönde ilerliyor.
Hatta dünya şirketleri, finansal tabloların yanında, mali olmayan raporlar yayınlıyorlar. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi direktörü Marcel Engel, Şirket, toplumdan ayrı bir varlık değil. İş ve toplum arasında çok yakın bir ilişki var. Toplumun, iş dünyasının, daha iyi bir gelecek için çalıştığını anlamasını sağlamak lazım diyor. Günümüzde artık başarılı şirketler sadece ürün ve hizmetlerinde değil, aynı zamanda topluma yaptıkları katkılarla da fark yaratmak zorundadırlar.
Firmalar, marka değerleri, itibar yönetimi ve sürdürülebilir büyüme çizgileri için, kurumsal ve sosyal sorumluluk projelerinde görev almak ve şirket bütçesinden pay ayırmak durumundadırlar. Toplumsal projelere, bütçede yer ayırmak ve sorumluluk almak için, Koç, Sabancı, Yaşar Holding olmak gerekmiyor. Her kurum, kendi imkânları doğrultusunda, sanata, spora, kültürel ve sosyal bilince bünyelerinde yer alabilirler. Kurumların sosyal sorumluluk bilinci geliştikçe, sadece kendi marka değerlerini arttırmış olmakla kalmaz, aynı zamanda bulundukları illere de pozitif yansımalarını aktarırlar. İlin, gelişmişlik değerini de gözle görülür ölçüde yükseltirler.
Firmaların tercih edilirliği ve güvenilirliği, gözünde olmalarıyla ve iç prensipleriyle doğru orantılıdır. Karabükün, Kardemiri ve Kardemir Karabüksporu var. Kastamonunun Entegresi başta olmak üzere, birçok ticari değeri var. Bir futbol takımı süper lige çıkarken, diğerinin küme düşmesi anlaşılır bir durum değildir. Aralarında 100 km olan bu iki il için, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasından bahsetmek yersiz olur demek geliyor içimden ama, araştırma sonuçları, Karabükü 28., Kastamonuyu 47. Sıraya yerleştiriyor. Demek ki tek başına, büyük işletme olmak yetmiyor! Bu durum marka bilincini şart kılıyor.
Elbette ki büyük şirketlerin sayısı arttıkça, ildeki sanat, spor, kültür ve sosyal alandaki yansımaları da o denli olumlu olur. Kastamonu, özverili bir Anadolu ili olarak, gelişime, ilerlemeye, büyümeye ve birçok dengi ile, fark atmaya hazır. Sadece, öncelikle büyük firmalarımız olmak üzere tüm işletmelerin kentin gelişimi için seferber olması gereklidir. İki il arasındaki açık ara farkı bu tespitle açıklayabiliriz. Rakamlar bu gerçeği gözümüze sokuyor. Kastamonumuz, bizim değerimizdir. Tek yapmamız gereken bu bilinci, sürekli ve zinde tutmaktır.İyi okumalar.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.