Modern toplumlarda anneler de en az babalar kadar yoğun bir iş temposuyla çalışıyorlar. Kuşkusuz, çalışan anne olmak, hem evde hem de işyerinde sorumlulukları tam anlamıyla yerine getirmek ve aynı zamanda da ihmal ettiklerimizi düşünerek vicdan azabı çekmemek mümkün değil. Aklınızın bir köşesinde sürekli, acaba çocuklarımla yeterince vakit geçirebiliyor muyum, çalışsam mı, çalışmasam mı, çocuklarım için iyi bir anne miyim? gibi sorular döner durur.
Zihnimiz bu tür sorularla dolup taşarken kendimize verdiğimiz yanıtlar neler olmalı?
Öncelikle çalışmayı ve mesleğini seven anne kesinlikle çalışma hayatına devam etmelidir. Evde çocuk bakmak için işini bırakmak zorunda olması aynı zamanda sosyal ilişkilerini de etkileyeceğinden psikolojisi olumsuza dönüşebilir. Bu durum sadece anneyi etkilemekle kalmaz çocuğun da duygusal gelişimini olumsuz yönde etkiler.
Çalışan annelerin en büyük düşmanı strestir. Bütün gün bakıcı ya da anneanne-babaanne yanında vakit geçirmiş çocuk için akşam eve gelen annenin ilgisi paha biçilemez değer taşır. Çocuğun, günün geri kalan zaman dilimindeki sevgi, ilgi ve ihtiyaçlarının tamamen anne tarafından karşılanması çocuğun sağlıklı ruh gelişimi için ciddi önem taşımaktadır. Stres, annenin çocuğuna-çocuklarına karşı yeterince ilgi-sevgi-şefkat göstermesine engel olacağı için, dolaylı olarak çocuğun da düşmanıdır. İşi işte bırakıp, evin kapısından girer girmez en değerli varlığınıza sarılmanın verdiği mutluluğu düşünerek bile yüzünüzde güzel bir gülümseme yaratabilirsiniz.
Unutmayın ki çocuğunuzla geçirdiğiniz mutlu-huzurlu ve ona özel zamanların uzunluğu-kısalığı çok önemli değildir. Kaliteli zamandan kastettiğimiz sadece onunla olmaktır. O konuşurken bütün dikkatinizle dinlemeniz, oyun oynarken sadece onu izlemeniz, hayal gücünü desteklemeniz, en küçük başarısında bile övgüler yağdırmanız yeterlidir. Ona sevildiğini, güvende ve akıllı olduğunu söylüyor ve eylemlerinizle destekliyorsanız bunu ne kadar sürede yaptığınızın bir önemi yoktur.
Çocuklar bizim sözcüklerimizden daha çok davranışlarımıza bakarlar. Çocuğunuzla vakit geçirdiğinizde bir elinizde televizyon kumandası, cep telefonu ya da bilgisayar varsa siz ne derseniz deyin önceliğin kendilerinde olmadığını anlayacaklardır.
Çocuklar yeryüzünün en savunmasız varlıklarıdır. Göz açıp kapayıncaya kadar büyürler ve yuvadan uçup giderler. Onları yaşam yolculuğunda desteklemek için harika okullara gönderebilirsiniz, tüm imkânlarınızı onların kişisel gelişimi için seferber edebilirsiniz. Ama bu sırada yanında değilseniz, büyümesini izleyemediyseniz ve en çok ihtiyacı da olan sevgi, ilgi ve övgüyü vermeyi ihmal ettiyseniz torunlarınız için iyi bir anne baba yetiştirememişsiniz demektir.
Hayat dengede olanlar için keyifli bir yolculuktur. İşi ile ailesi arasındaki dengeyi sağlayabilenler hem kendileri daha başarılı oluyor hem de yetiştirdikleri çocuklar harikalar yaratabiliyorlar.
Unutmayın, çocuklarınız sizin aynanızdır. Hem sizden gördüklerini yansıtırlar hem de sizin toplumdaki yansımalarınızdır. Hataları onlardan çok size mâl edilir. Onlarda beğenmediğiniz yönler varsa bunun nedenini önce kendinizde ve çocuklarınızı yetiştirme biçiminizde aramalısınız. Bir yerde hata yapmış olmalısınız. Ama bir şansınız var: 30 yaşına da gelse, çoluk çocuğa da karışsa o hala sizin gözünüzde çocuktur. Çocukluklarında veremediğiniz ilgi, sevgi ve övgüyü hala verme şansınız var. Bugün her zaman başlamak için iyi bir gündür.
Sevgili anneler, hem çalışıp hem çocuklarınıza vakit ayırabileceğinizi bilin. Onlarla birlikte geçirdiğiniz zaman nitelikli ise bunun süresinin bir önemi olmadığını unutmayın. Siz onları sevginizle beslerken onların da sizin ruhunuzu beslediğini ve bunun iş yaşamınıza da olumlu katkıda bulunacağını hep hatırlayın.
Sorularınız için:
info@mutluailedanismanlik.com
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.