Aziz, sıddık, sarsılmaz, yılmaz, sebatkâr, fedakâr kardeşlerim,
Böyle şiddetli taarruzlara karşı sizi teşcie (cesaretlendirmeye) lüzum görmüyorum. Sizin kuvvetli metanetiniz ve Risale-i Nura gelen her elim hadisenin altında bir inayet ve rahmet bulunduğuna itikadınız, teşciinize kâfidir, biliyoruz. Yalnız bir noktayı merak ediyorum. Elde edilen bütün Risale-i Nur, yalnız bir takım mıdır, ve kimin imiş, anlamak istiyorum. Her kim ise merak etmesin. Daha ehemmiyetli makamlarda onun hesabına fütuhat yaparlar, sevap kazandırır. Ona, bir takım Risale-i Nur tedarik edilebilir. Hem tevkif altında kimse var mı? Hem ona havale edilen hoca kimdir?
Hâmisen: Bugünlerde, o hâdisede, Risale-i Nurun bir derece duraklamasına ve dünyaya bakmaya ve yirmi senedir konuşmadığım adamlarla konuşmaya ve hizmet-i Kurâniye noktasında men edildiğimiz siyasete temas etmeye mecbur olacağım diye endişeden gelen şiddetli bir teessürden, zahiren görülmez, mânen tehlikeli bir hastalık bana taarruz etti. Sürekli âdetimi tamamıyla yerine getiremediğimden, yine Ramazan hastalığı gibi, ben kardeşlerimden, yine mânevî yardımlarını çok rica ediyorum. Fakat merak etmeyiniz, yatakta değilim. Yalnız fazla yazılan nüshaları tashih edemiyorum.
Sâdisen: Risale-i Nur bir cephede duraklasa da, başka cephelerde fütuhatı o duraksamanın yerini tutar. Hattâ bu hâdise münasebetiyle burada bir derece ihtiyata binaen duraklamaya niyet edip terviç ettiğimiz halde, bilâkis Isparta duraksamasına karşı, buralarda inkişaflarla tezahür etti. Allaha hamdolsun, bu Rabbimin ihsanıdır.
En ziyade bize nezaretle, bizimle ve siyasetle alâkadar mühim bir memur yanıma geldi. Ona dedim ki:
Bu on sekiz senedir sizlere müracaat etmedim ve hiçbir gazete okumadım; bu sekiz aydır, bir defa cihanda ne oluyor, diye sormadım; üç senedir burada işitilen radyoyu dinlemedimtâ ki kudsî hizmetimize mânevî zarar gelmesin. Bunun sebebi şudur ki:
İman hizmeti, iman hakikatleri, bu kâinatta her şeyin üstündedir, hiçbir şeye tâbi ve âlet olamaz. Fakat, bu zamanda, ehl-i gaflet ve dalâlet ve dinini dünyaya satan ve bâki elmasları şişeye tebdil eden gafil insanlar nazarında o hizmet-i imaniyeyi hariçteki kuvvetli cereyanlara tâbi veya âlet telâkki etmek ve yüksek kıymetlerini umumun nazarında tenzil etmek endişesiyle, Kurân-ı Hakîmin hizmeti, bize katî bir surette siyaseti yasak etmiş.
Sizler, ey ehl-i siyaset ve hükûmet, evham edip bizlerle uğraşmayınız. Bilâkis kolaylık göstermeniz lâzım. Çünkü hizmetimiz, emniyet ve hürmet ve merhameti tesisle hem âsâyişi, hem inzibatı, hem hayat-ı içtimaiyeyi anarşilikten kurtarmaya çalışıp, sizin hakikî vazifenizin temel taşlarını tesbit ediyor, takviye ve teyid ediyor.
Umum kardeşlerimize birer birer, hususan musibetzedelere selâm ve dua ederiz.
Said Nursi
Son dönemlerde yaşadığımız olaylarla da ilgili olan bu mektup günümüze dair önemli prensipleri ve usulleri barındırmaktadır. Bu mektupta Üstad Hazretleri, hizmet erlerine karşı yapılan saldırıların değil korkmalarına sebep olmak, daha da çok cesaretlendirip gayretlerini artırmaya vesile olduğunu anlatmaktadır.
Yine mektupta geçen şu cümle de şu günlerde yaşadığımız hadiselere bir cevap niteliğindedir: Kuran-ı Hakimin hizmeti, bize kati bir surette siyaseti yasak etmiş. Evet bu önemli ifade, takdir edersiniz ki iman ve Kuran hizmeti yapacak erler için en köklü ve kesin bir prensip olmalıdır. Anlayıp hayata tatbik edebilmek niyazıyla.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.