Aziz, sıddık, kardeşlerim,
( )
Sakın! Dikkat ediniz, meşrebinizin farklılığından ve zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip, birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şeriyeyle reylerinizi dağınıklıktan muhafaza ediniz. İhlâs Risalesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risale-i Nura büyük bir zarar verebilir. Hattâ sizden saklamam, işte şimdi Feyzi de, Emin de biliyorlar ki, mabeyninizde gayet ehemmiyetsiz bir tenkit, bize burada zarar veriyor gibi, size, hiç bilmediğim halde, bu noktaya dair iki mektup yazdım ve ruhen çok endişe ediyordum. Acaba yeni bir taarruz mu var? diye muztarip idim.
Hem, o zarardandır ki, mübarek Hüsrevin gelmesiyle yeni bir şevk ve süratle bize Hizb-i Nurînin arkasına ilhak edilen münacaat parçası on beş gün tehire uğradı. On beş gün evvel bize geleceğini tahmin ediyordum. İnsan kusursuz olmaz ve rakipsiz de olmaz. Risale-i Nurun kahraman şakirtleri her müşkilâta galebe ettikleri gibi; inşaallah bu ehemmiyetli ve dehşetli mevsimde yine galebe ederler. Safvet ve ihlâslarını bozmayacaklar ve hizmetlerine fütur getirmeyecekler. Siz, maddi tedbiri benden daha iyi bilirsiniz; fakat madem Hüsrevle Rüştü, Risale-i Nurda çok ehemmiyetli rükünlerdir. Hem etraflarında, Risale-i Nurun çok ehemmiyetli şakirtleri var. Ve madem Hâfız Ali, Tâhirî, Hâfız Mustafa, Küçük Ali Risale-i Nur hizmetinde tam muvaffakiyetleriyle tam makbul oldukları tahakkuk etmiş; bu iki cereyan baştaki iki göz gibi olmalı. Tam bir tesanüt lâzım ki, bu ağır defineye omuzları dayanabilsin.
Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.
Said Nursi
***
Dünyadaki kolektif sosyal hareketleri inceleyenler, bunları üçe ayırıyorlar: 1- Terörist karakterli olanlar. 2- Siyasi olanlar. 3- Kültür hareketleri.
Bunlardan terörist karakterli olanlar ne kadar zararlı görülüyorsa, kültür hareketleri ise o kadar faydalı bulunuyor. Çünkü kültürel hareketler, yıkıcı değildir, politik yönleri yoktur. Onlar insanları uyandırmak, eksikleri tamamlamak, yanlışları iyilikle düzeltmek için yetkilileri uyandırma ve olumsuzlukları tamir etme yönünde gayret göstermektedirler. Problem çözücü ve faydalı bu hizmetlere bahsettiğimiz hizmetlerinden dolayı devletlerin de destek vermesi gerekir. Zaten bütün dünyada da devletler bu çeşit sivil hareketlere her türlü desteği vermeye çalışır. Bununla birlikte, toplumu daha iyiye ve daha güzele götüren bu hizmetlerin kıymeti her zaman bilinmez ve maalesef bazı ülkelerde takdir edilmek şöyle dursun tekdir ile karşılanır. Topluma sevgi, ümit, kendine güvenip bir şeyler yapabilme ve iş yapacağına inandırma şuurunu uyandıran bu hizmetler, bazen o toplumun ruhuna yabancılar tarafından devlete ve millete karşı imiş gibi gösterilip hatta dayatmalarla karşılanıp bitirilmeye çalışılır.
İşte Üstadın, çok yönlü sosyal ve kültürel bir faaliyet olarak hizmet-i imaniye ve Kuraniye istikametindeki gayretlerini de engellemeye çalışanlar vardı. Bu hususta her türlü hile ve desiseyi kullanıyorlardı. Üstad Hazretleri, işte bu bozguncu stratejilere karşı yukarıdaki mektubunda, problem çözücü önemli ikazlarda bulunmaktadır. Not: Açıklama kısmı, Abdullah Aymazın Kastamonu Lahikası Üzerine adlı kitabından alınmıştır.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.