( )
Üçüncü nokta: İki Meseledir.
Birincisi: Müdakkik Hoca Sabri, Feyzinin istihracına (ilim ve manevi güçle Kurandan çıkarımlarda bulunma) dair Feyziye yazdığı mektup, güzeldir. Lâhikaya girdikten sonra, hocalar Fîhi nazarun dememek için bazı kelimeler tâdil edildi.
İkinci mesele: İstanbul ulemasının en büyüğü ve en müdakkiki ve çok zaman halkın müftüsü olan eski fetvâ emini, meşhur Ali Rıza Efendi, (r.h.) Birinci Şua, İşârât-ı Kurâniyye ve Âyetül-Kübrâ gibi risaleleri gördükten sonra, Risale-i Nurun mühim bir talebesi olan Hâfız Emine demiş ki:
Bediüzzaman, şu zamanda, din-i İslâma en büyük hizmet eylediğini ve eserlerinin tam doğru olduğunu ve böyle bir zamanda, mahrumiyet içinde, feragat-ı nefs edip, yani dünyayı terk edip böyle bir eser meydana getirmek hiç kimseye müyesser olmadığını ve her suretle şâyân-ı tebrik olduğunu ve Risale-i Nurun dinin müceddidi olduğunu ve Cenâb-ı Hak, onu muvaffak-un-bilhayr eylesin, âmin diyerek bazılarının sakal bırakmamaklığına itirazları münasebetiyle, Mevlânâ Celâleddin-i Rumînin pederleri olan Sultanül-Ulemanın bir kıssasıyla onu müdafaa edip, demiş:
Bu misüllü, Bediüzzamanın dahi elbette bir içtihadı vardır. İtiraz edenler haksızdır demiş. Ve Hoca Mustafaya emretmiş, söylediğimi yaz: Bediüzzamana kemal-i hürmetle selâm ederim. Telifatınızın ikmaline hırz-ı can ile dua etmekteyim (yani, ruha nüsha olacak kadar kıymettar). Bazı ulemâüssûun (ilmini ve dinini dünyanın ve siyasetin emrine veren alimler) tenkidine uğradığına müteessir olma. Zira Yemişli ağaç taşlanır. (HAŞİYE) kaziyesi meşhurdur. Mücahedatınıza devam buyurun. Cenâb-ı Hak ve Feyyâz-ı Mutlak âcilen murad ve matlubunuza muvaffakün bilhayr eylesin. Bâki Hakkın birliğine emanet olunuz.
Eski Fetva Emini Ali Rıza
İşte böyle müdakkik ve ilim ve şeriat ve Kurân cihetinde bu zamanda söz sahibi en büyük âlim böyle hükmetmiş. Risale-i Nurun talebeleri, bu meseleyi ihtiyaten yabanilere onun ismini vermekle teşhir etmemek gerektir ve dualarına onu dahil etmek lâzımdır
Umum kardeşlerimize selâm.
HAŞİYE: Yani, mübarek, tatlı meyveleri bulunan ağaçlara taş atanlar, akılları varsa tatsınlar ve yesinler. Çürütmeye lâyık ve kabil değiller, demektir. Feyzi
Said Nursi
Yukarıda gecen Mevlana ile ilgili kıssanın özeti şöyledir: Mevlana hazretlerinin babası, oğlu Mevlana’yı küçük yaşından itibaren hep arkasından yürüyerek takip edermiş. Çevresindekiler ise bu davranışı kınarlarmış. Bu saldırı ve tenkitlere mukabil, Mevlana’nın babası her defasında şu cevabı verirmiş; “Siz zamanla benim bu hareketimin doğruluğunu anlayacaksınız…”
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.