Ehemmiyetli bir hocanın Üstad hakkında ziyade hüsn-ü zannını tadil etmek münasebetiyle yazılmış. Belki size de faydası olur diye gönderildi.
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allahın adıyla.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. İsrâ Sûresi 44
Ramazan ayının dakikalarının âşireleri (en kısa zaman dilimleri) adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Aziz, sadık, muhterem kardeşimiz Hoca Haşmet,
Senin, müceddid hakkındaki mektubunu hayretle okuduk ve Üstadımıza da söyledik. Üstadımız diyor ki:
Evet, bu zaman hem iman ve din için, hem sosyal hayat ve şeriat için, hem kamu hakları ve siyaset-i İslâmiye için gayet ehemmiyetli birer müceddid ister. Fakat en ehemmiyetlisi, iman hakikatlerini muhafaza noktasında tecdid vazifesi, en mukaddes ve en büyüğüdür. Şeriat, sosyal ve siyasi hayat daireleri ona nispeten ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalıyor. Rivayet edilen hadis-i şeriflerde, tecdid-i din hakkında ziyade ehemmiyet ise, imanî hakikatlerdeki tecdid itibarıyladır. Fakat efkâr-ı âmmede, hayatperest (hayata çok düşkün) insanların nazarında zâhiren geniş ve hâkimiyet noktasında cazibedar olan İslâmî sosyal hayat ve dînî siyaset cihetleri daha ziyade ehemmiyetli göründüğü için, o adese (mercek) ile, o nokta-i nazardan bakıyorlar, mânâ veriyorlar.
Hem bu üç vazifeyi birden bir şahısta, yahut cemaatte bu zamanda bulunması ve mükemmel olması ve birbirini cerh etmemesi pek uzak, âdetâ kabil görülmüyor. Âhirzamanda, Âl-i Beyt-i Nebevînin (a.s.m.) cemaat-i nuraniyesini temsil eden Hazret-i Mehdîde ve cemaatindeki şahs-ı mânevide ancak içtima edebilir. Bu asırda, Cenâb-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, Risale-i Nurun hakikatine ve şakirtlerinin şahs-ı manevîsine, iman hakikatlerinin muhafazasında tecdid vazifesini yaptırmış; yirmi seneden beri o kudsî vazifede tesirli ve fatihâne neşriyle gayet dehşetli ve kuvvetli zındıka ve dalâlet hücumuna karşı tam mukabele edip, yüz binler ehl-i imanın imanlarını kurtardığını kırk binler adam şehadet eder.
Amma, benim gibi âciz ve zaif bir biçarenin, böyle binler derece haddimden fazla bir yükü yüklemek tarzında şahsı, medâr-ı nazar etmemeli diyor. Ve size selâm ediyor. Biz de zâtınıza ve oradaki Risale-i Nurla alâkadar olanlara selâm ediyoruz.
Risale-i Nur şakirtlerinden
Emin, Feyzi, Kâmil
Buradaki cerh kelimesinden, her dönemin kendine göre şartları olacağına, ona göre de davranış biçimleri ortaya çıkacağına, bunun da birbirini cerh edeceğine bir işaret buluyor ve bazı meseleleri daha iyi anlıyoruz.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.