Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allahın adıyla.
Hiçbir şey yoktur ki Allahı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi 44)
Bu üç ayların dakikalarının âşireleri (zamanın en kısa dilimi) sayısınca Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ:Sizin geçmiş Miraç gecenizi ve gelecek Beraat gecenizi tebrik ediyoruz ve makbul dualarınızı rica ediyoruz.
Saniyen:Yirmi Beşinci Söz olan Mucizat-ı Kurâniyenin son yarısı, acelelik belâsıyla gayet mücmel kalmasına bedel, size evvelce yazdığım gibi, bazı lâhikaları onun âhirinde ilhak etmiştik. Şimdi en mühim bir parça, yirmi sene evvel tab edilen Lemeatta (Bu risale Üstadın ilk telif eserlerindendir. Risale-i Nurların özü üsaresi olarak da nitelendirilir. Sözlerin son kısmında yer alan Lemeat son derece yoğun bir eserdir, öyle ki birazcık ilgi ile insanı ilmin engin denizlerinde yolculuğa çıkarır.) gördük. Onun da Mucizat-ı Kurâniye zeyilleri içine derci pek münasip görüldü. Kahraman Tâhirînin bana getirdiği bir nüsha Lemeatı çok kıymettar gördüm. Eğer bir nüsha daha o havalide varsa, siz de o parçayı nüshalarınızın âhirine yazarsınız. Zaten Lemeat, kendisi de harikadır. Ramazan-ı Şerifte, yirmi gün zarfında, nesir bir surette, tekellüfsüz, birden yazılmış. Sonra baktık, sehl-i mümteni gibi bir nesr-i manzum ve bir nazm-ı mensur suretini almış. İçinde bu parça daha harikadır. Lemeatta o parçanın serlevhası: İcazla beyan, icâz-ı Kurân.
Bir zaman rüyada gördüm ki: Ağrı Dağı altındayım. Birden dağ patladı, dağ gibi taşları âleme dağıttı, sarstı cihanı.
Bundan, tâ, Tarz-ı nazar ikidir. Biri zulmettar, diğeri ziyadar serlevhasına kadar.
Eğer Lemeat sizin elinize geçmemişse, o parçayı buradan size göndereceğiz.
Salisen: Hem lâtif, hem güzel, zarif bir hâdiseyi söyleyeceğim. Bu memlekette (Kastamonu) Risale-i Nura, erkeklerden ziyade fedakârâne yapışan ihtiyar hanımlar ve ihtiyare hükmünde mâsume genç hanımlar, eski zaman sırmalı ve yaldızlı gelinlik cihazatının içinde kıymettar parçaları Risale-i Nurun eczalarının ciltleri üstüne çekip, bütün risaleler altın yaldızıyla ciltlenmiş gibi bir tarza girdi. Risale-i Nurun mânen güzelliğine ve Hüsrev ve Tâhirî ve Alilerin ve Hasan Âtıf ve Âsım gibi kardeşlerimizin yaldızlı yazılarının cemaline, cildi üstünde de şirin bir güzellik daha ilâve ettiler. Hâfız Alinin mektubunda yazdığı Ümmühan ve Şâhide değerinde, burada Risale-i Nura bütün kuvvetiyle çalışan çok hemşirelerimiz, var. Mesela: Âsiye, Sâniye, Ulviye, Lütfiye, Aliye gibi Risale-i Nurun şakirtleri, oradaki hemşirelerine ve kardeşlerine selâm ve dua ediyorlar.
Said Nursi
Görüldüğü üzere Üstad Hazretleri, Risale-i Nur hizmetlerine karşı hanımların ilgisinin daha yüksek olduğunu söylüyor. Evet bu hizmetin dört esası vardır. Bunlar acz, fakr, şefkat ve tefekkürdür. Bazı Risalelerde buna şevk ve şükür de eklenir. İşte hanımlar bu esaslardan şefkatin kahramanlarıdır. Fıtratlarına derc edilmiş bu duygu vesilesiyle erkeklerden daha şevkli hizmet edebilmektedirler. Yeter ki bu hizmeti tanıyıp manevi lezzetini alsınlar.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.