Devlet kavramı, her ırk, her uygarlık için farklı bir anlam ihtiva eder. İngiliz için kraliçe, Arap için kral, Rus için çar
Bizler için ise binlerce yıldır devlet, zaman zaman değişim gösterse de hep aynı şeydir aslında. Devlet; Türkler için han, hakan, padişah veya cumhurbaşkanı değildir. Elbette hepsi iyi veya kötü izler bırakmışlardır, ancak yöneticiler fani, devlet bakidir.
Bugün yaşadığımız kavram kargaşası içinde devlet ve hükümet birbirine karıştırılır oldu. Hükümetler gelip geçicidir. Sadece cumhuriyetimizin ilanından bugüne 64 hükümet değiştirdiğimiz düşünülürse, hükümetlerimizin o kadar da uzun soluklu olmadığını idrak edebiliriz. Hükümet/iktidar iyiyse kalır, kötüyse gider. Lakin devlet, her zaman güçlü olmak, dimdik ayakta kalmak zorunda.
Devlet yıkılırsa sağcısı, solcusu, vatanseveri, haini herkes altında kalır. Bu sözü daha birkaç gün önce hükümete muhalif olduğunu herkesin bildiği Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu zikretti. Son derece doğru bir tespit. Ancak bugünkü siyasilerimiz bu kadar net farkına varamayabiliyorlar, devlet-hükümet ayrımının.
Günün yöneticilerine, iktidarına olan kin, adeta devlet düşmanlığına dönüşmüş durumda.
Sırf cumhurbaşkanından hazzetmiyorsun diye; hendeği, katliamı, terörü nasıl haklı görürsün? Yahut; polis babasının koynunda uyurken katledilen 4 yaşındaki Mevlide hiç mi içini sızlatmaz, bu kadar mı kör, bu kadar mı vicdansızsın?
Eli kanlı katiller, vatanın sol yanını yangın yerine çevirmişken, 80 yaşındaki karı-koca 25 gün evinde aç-susuz hapis hayatı yaşarken, devlet doğuda katliam yapıyor, batı gelsin müdahale etsin demek, hangi vicdanla, hangi insanlıkla açıklanabilir? Ki bunu diyen de sözde akademisyen, sözde üniversite hocaları. Hayatında Ankaranın doğusuna geçmemiş bu sözde aydınlar, ne bilsinler terörü, ne bilsinler acıyı
Kimisine küfretmek dahi, onu ciddiye almaktır
Dünyadan, ülkesinin gerçeklerinden bihaber bu sözde üniversite hocalarını, sırf ne yazdığını dahi adam gibi okumadıkları bir bildirinin altına imza attılar diye gözaltına almak da aslında onları ciddiye almak, haklıyken haksız duruma düşmektir. Düşüncesini açıklamış de, hain de, bunlardan hoca da olmaz, insan da olmaz de bırak kendi haline. Onlar zaten milletin vicdanında hak ettikleri yeri buldular, bulacaklar.
İşin daha vahim tarafı bu vicdansızlar, ülkenin 2nci partisinin başındaki muhteremden dahi destek bulabiliyorlar. Hadi meclisteki 3üncü partiyi anlamak mümkün, ha dağdaki ha meclisteki aynı. Ancak 2nci parti demek, 1incinin yerine geçme olasılığı bulunan anlamına gelir, yani iktidar da olabilir. Bu kafayla iktidar/hükümet olacak bir partinin devlete vereceği zararı varın siz hesap edin.
Herkes, her kesim acilen aklını başına toplamalı. Fani Cumhurbaşkanı düşmanlığı, Baki devlet düşmanlığına dönüştü. Artık farkına varma, adam gibi siyaset, adam gibi çözüm üretme zamanı İş işten geçmeden.
Kalın sağlıcakla, huzurla
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.