‘Türkiye, milletimizin ilk değil son devletidir’

‘Milli Mücadelenin 100. Yılında İstiklal Yolu ve Yiğit İnebolu’ panelinde konuşan Dekan yılmaz: ‘Türkiye, milletimizin ilk değil son devletidir’ MİLLİ Mücadelemizin 100. yılı dolayısıyla, Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Fen Edebiyat Fakültesi öncülüğünde düzenlenen, ‘Milli Mücadelenin 100. Yılında İstiklal Yolu ve Yiğit İnebolu’ isimli panel, KÜ Bilgehan Bilgili Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Panel yönetimini Hacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Erik gerçekleştirirken, konuşmacılar, Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Av. Hüseyin Özbek, Emekli Piyade Albay Atakan Köksal ve KÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Eski oldu. Panele, Garnizon Komutanı Per. Alb. Gamze Aydoğdu, Baro başkanı ve çok sayıda öğrenci katıldı. Millî Mücadele, İstiklal Yolu ve İnebolu konularının konuşulduğu, hem lise hem üniversite öğrencilerinin de katılım gösterdiği panele ilgi yoğunluktaydı. Panel, konuşmaların ardından tartışma ve değerlendirmeler yapılarak sona erdi. YILMAZ; “MİLLİ MÜCADELE DENİLDİĞİNDE AKLA KASTAMONU DA GELİR” Açılış konuşmasını yapan Kastamonu Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Milli Mücadelenin 100. yılı dolayısıyla ülke genelinde yapılan etkinlikler olduğunu belirterek Milli Mücadele’de İstiklal Yolunun öneminden bahsetti. Dekan Yılmaz şunları kaydetti; “22 Şubat 2019 tarih ve 2019\4 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılında başta Samsun’da olmak üzere bir dizi etkinliğin yapılması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda Samsun, Erzurum, Sivas gibi vilayetlerde ve Türkiye genelinde 100. yıl etkinlikleri kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Kastamonu da Milli Mücadele dönemi konu olunca ilk akla gelen vilayetlerimizden biridir. İstiklal Savaşı sırasında İnebolu, Kastamonu, Ankara hattı bir anda önem kazanmış, İnebolu, Ankara için denize açılan en önemli pencere olmuştur. Atatürk’ün ‘Gözüm cephede, kulağım İnebolu’da’ dediği bu güzergâh günümüzde İstiklal Yolu olarak tescil edilmiştir. İstanbul’da Ankara’ya istiklal mücadelesine katılmak için harekete geçen önemli devlet erkânı ve aydınların büyük bir kısmı, sivil ve askeri personel ve elçilik heyetleri, Buhara ve Azerbaycan sefaret heyetleri, gazeteciler buradan geçmiştirler. İnebolu yolunu tercih emişlerdir. Hatta Malta yaranı dahi İngiliz esirlerle İnebolu’da değiştirilmiştir.” “100’NCÜ YIL DÖNÜMÜNE ULAŞMANIN HAKLI GURURUNNU YAŞIYORUZ” Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Milli Mücadele Hareketi’nin 100’ncü yılını kutluyor olmanın haklı mutluluğu ve gururunu yaşadığını belirterek şunları söyledi; “Çeşitli yollarla temin edilen silah, mühimmat ve teçhizatın en güvenli limanlardan birisi olan İnebolu Limanından cepheye sevk edilmesi kararlaştırılmıştır. Batı cephesine sevkiyat en müsait yer olan İnebolu, Kastamonu, Çankırı, Ankara hattını kullanarak yapılmıştır. Günümüzde batı cephesinde İstiklal ve Zafer Yolu kucaklaşmaktadır. Bu taşıma faaliyeti sırasında fedakârlık örneği kağnı kollarının yazdığı destan Şehit Şerife Bacı sembolü etrafında dilden dile halk arasında dolaşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak Milli Mücadele Hareketinin 100’ncü yıldönümüne kavuşmuş olmanın haklı mutluluğunu ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan İstiklal Mücadelesi; Amasya, Sivas ve Erzurum’dan geçerek tüm vatan sathına yayılmıştır. Atatürk, Nutuk adlı eserinde de ilk sahifede ‘1335 senesi Mayıs’ının 19’unda Samsun’a çıktım’ diyordu. Bu bakımdan 19 Mayıs da, Milli Mücadele Hareketi de Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından bir milat olarak kabul edilmiştir. Son Osmanlı Mebusan Meclisinin aldığı kararla Misakı Milli’nin ilanıyla girilen yol, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla yeni bir safhaya ulaştı. 19 Mayıs tarihi ‘Mandadan evvel istiklal’ diyen ‘istiklal-i tam’ diyen Türk Milletinin, milletimizin adı olmuştur.” “DEDEYLE TORUN ARASINDAKİ KÖPRÜLERİ SAĞLAM TUTUMALIYZ” Atatürk’ün ‘dil, inanç, tarih bir köprüdür’ sözlerine yer vererek dede ve torun arasında olan bu köprüleri sağlamlaştırmaları gerektiğini vurgulayan Yılmaz; “Bu mücadele 9 Eylül 1922 tarihinde o günkü tabir ile İzmir’in istirdadına kadar kararlılıkla sürdürülmüştür. Neticede kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milletimizin ilk değil, binlerce yıllık tarihinde Anadolu’da kurulan son devletidir. Bugün tarih kollarından yazılan tarihin üzerinden tam 100 yıl geçti. Atatürk ‘dil, inanç, tarih bir köprüdür’ diyor. Geçmişle gelecek arasında, dedeyle torun arasında inanç tarih ve kültür köprülerini sağlam tutumlayız. Tarihimizde yaşadığımız acı ve tatlı tecrübeler toplum vicdanında duygu yüklü ifadelerle sembolleşti. Çanakkale ruhu oldu Milli Mücadele ruhu oldu, Cumhuriyet ruhu oldu. Bu şekilde kanunsallaştırdığımız manevi köprüleri milli varlığımızın zincir halkaları gibi düşünüp bu kavramları tartıştırmamalı ve yarıştırmamalıyız. Vatandaşlık kimliğine kavuştuğumuz geçen süreçte vatan söz konusu olduğu zaman tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bugün de aynı heyecanla milletimizin istiklali ve istikbale sarılığını görmek en büyük bahtiyarlıktır. ‘Milli Mücadelenin 100. Yılında İstiklal Yolu Yiğit İnebolu’ panelinin başarılı ve verimli olmasını dilerim” şeklinde konuştu. Dekan Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz’ın konuşmasının ardından diğer panelistler de yaptıkları sunumlarla Milli Mücadele, İstiklal Yolu ve İnebolu’nun önemiyle ilgili bilgiler verdiler. (Nihan Kıran)