‘Kastamonu, 100 yüzyılın fırsatını elinin tersiyle itti’

Kastamonu Kalkındırma Derneği (KALDER) tarafından, geçtiğimiz günlerde düzenlenen ülkemizin en büyük bölgesel fuarı ‘Türkiye-Ortadoğu Ticaret Fuarı TRADEF’ ile ilgili basın toplantısı düzenlendi. Kebeci Restoran’da düzenlenen toplantıya KALDER Başkanı Tugay Civelekoğlu ve dernek yönetimi ile TRADEF Organizatörü İstamonu Fuarcılık sahibi Gazeteci Hüseyin Karadeniz ve basın mensup0ları katıldı.

CİVELEKOĞLU; “HER ZAMAN TÜM SAMİMİYETİMİZLE YANINDAYIZ”

TRADEF üzerine değerlendirmelerde bulunmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan KALDER Başkanı Civelekoğlu; “Hüseyin Karadeniz, Kastamonu’da ilk defa ‘Türkiye Ortadoğu Ticaret Fuarı (TRADEF)’ şeklinde bir fuar düzenlendi. Bunun düzenlenmesinde, devamında ve neticelenmesinde kendisinin emeği çok büyüktür. Öncelikle fuarın düzenlenmesindeki gayretleri nedeniyle en samimi duygularımızla hem derneğimiz adına hem de Kastamonu adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Her zaman tüm samimiyetimizle yanında olduğumuzu beyan ediyoruz ve her zaman kendisini Kastamonu’da görmek istiyoruz. Bu fuar; turizmden bilişime, eğitimden otomotive, inşaattan gıdaya kadar değişik alanlarda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin katılımı da dikkate alındığında Batı Karadeniz’in ilk karma fuarı olma özelliğini taşımaktadır. Bir yandan da gerek yurt içi, gerekse yurtdışından katılımlar noktasında, özellikle de Katar ve Irak başta olmak üzere takriben 100’ün üzerinde farklı sektörden temsilcilerin katıldığı da dikkate alındığında geniş bir yelpazeye hitap eden bir fuar gerçekleşmiş oldu. Bu vesileyle de fuar Kastamonu’yu da buluşturmuş oldu. Fuara iştirak eden hem sektör temsilcilerine, hem de ziyaretçilere, en azından katılarak, Kastamonu’nun ismini duyulmasına vesile oldukları için teşekkür ediyoruz. İnşallah daha geniş ve daha büyük kitlelere hitap eden başka fuarların da gerçekleşmesini bir temenni olarak diliyoruz” dedi.

“KASTAMONU İLK DEFA KARMA BİR FUAR YAŞAMIŞ OLDU”

Civelekoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Hüseyin Karadeniz’in büyük emekleri olan bu fuar Kastamonu’muza ne kazandırdı? Gereken ilgiliyi gördü mü? Bu organizasyona Kastamonu ne kadar sahip çıktı? Konuyu sadece maddi olarak değil, manevi olarak da iki saç ayağı üzerinden değerlendirmek istiyoruz. Yaşanılan süreç açısından Kastamonu ticaret hayatına bir iz bırakılmış oldu. Kastamonu ilk defa karma bir fuar yaşamış oldu. Afganistan, Sudan, Filistin büyükelçilerinden siyasi parti genel başkanlarına, bakan ve bakan yardımcılarına kadar, milletvekillerinden belediye başkanlarına kadar, hatta Irak, Katar gibi ülkelerden insanlar da bu fuarı ziyaret etti. Değişik sektörlerin temsilcileri ümit ediyoruz ki aralarında veya değişik sebeplerle gelemeyip de haberdar olanlarla, fuarın yansımalarıyla bir iletişim gerçekleşmiş oldu. Yine ümit ediyoruz ki inşallah bu iletişim, etkileşime dönüşüp Kastamonu’nun kalkınması manasında somut çalışmaların da gerçekleşmesine bir adım olsun. Dolayısıyla bu organizasyonla Kastamonu isminin ülkemiz genelinde konuşulması ve değişik ülkelerde adının duyulması büyük bir onurdur. Şehre moral motivasyon manasında olumlu bir hava katmıştır. Maddi olarak baktığımızda ise bulunulan zaman açısından her şeyden önce Kastamonu’da esnaflık ve ticaretle uğraşan birçok insan için bereketli bir zaman dilimi olmuştur. Konaklamadan şehrin ve ilçelerin gezilmesine, alışverişlere kadar, Kastamonu mutfağına kadar faydalı olmuştur. Gerçekleşmesini beklediğimiz yakın ve uzak hedefler noktasında ise inşallah Kastamonu’daki ve fuar münasebetiyle İstanbul başta olmak üzere değişik şehirlerden gelen temsilcilerle sağlam ve ileriye dönük işbirliklerinin oluşturulması ümidimizdir. Bunu da maddi bir kazanım olarak değerlendirmek ve kazanıma dönüştürmek gerekir. Peki sayın Hüseyin Karadeniz’in büyük emekleri olan bu fuar gereken ilgiliyi gördü mü?”

“DÜNYA KATAR’A GİDERKEN KATAR KASTAMONU’YA GELİYOR”

Kastamonu ticaretinin kalbi Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odasında, KATSO’da atıyor. Ancak bu organizasyonda her ne hikmetse KATSO’yu göremedik. KATSO, burada bir stant açıp da misafirlerin ağırlanmasından Kastamonu’nun tanıtımına kadar, yine bir oda olmakla gelen sektörlerin temsilcileriyle ilişkilerin kurulmasından bunun devamının sağlanmasını gösterecek adımlara kadar, bir yönden de üyelerini de düşünerek çok geniş kapsamlı çalışmalara hazırlık yapılmasını, önayak olunmasını sağlayabilirdi. Gönlümüz de bunu arzu ederdi. Ama bizler bunu göremedik. Kimse de göremedi. Bunun özellikle şu açıdan da dikkate alınmasını istiyoruz. Önümüzdeki dünya kupası Katar’da düzenlenecek. Yani 2022 Dünya Kupası Katar’da 20 Kasım’da başlıyor. Yani tüm dünya 20 Kasım itibariyle Katar’da olacak. Katar böyle büyük bir organizasyonu düzenlerken, aynı Katar kupa maçlarının bir buçuk ay öncesinde Kastamonu’da TRADEF fuarına Katar Ticaret Odası ve odaya bağlı 7 şirketle katılıyor. Yani dünya Katar’a giderken Katar Kastamonu’ya geliyor. Yine Kastamonu’daki kamu kurum ve kuruluşları ne kadar temsil edildi? Gelen misafirlerle ne kadar ilgilenildi? Gelen misafirler ne kadar memnun kaldı? Eksikler görülebildi mi? Bunlar da kamuoyunun takdirindedir. Peki bu organizasyona Kastamonu’da buna sahip çıkması gerekenler ne kadar sahip çıktı? Bunun ölçüsü bize göre bir üst kuruluş olan TOBB’un yapacağı faaliyetlerde Kastamonu’nun nerede bulunduğudur. Bizim öğrendiğimiz kadarıyla TOBB, 2023’te 345 fuar gerçekleştirecek. Bunlardan niçin bir tanesi olsun Kastamonu’da yapılmayacak? Diğer illerin hangi özelliğinden dolayı öne çıkıp da, fuar planında olup da, Kastamonu hangi özelliğinden, kriterinden dolayı bu planlamada yer alamıyor. Bunun cevabını muhataplarının düşünmesi lazımdır. Acaba her şey siyasetten beklendiği gibi bunu da mı siyasetten bekliyorlar? Ya da 345 tane fuar planlamasında olmamanın suçlusu da siyasi mekanizma mı? Eksikleri, kusurları kendimizde aramamız lazım” ifadelerine yer verdi.

KARADENİZ; “TRADEF, KASTAMONU'DAN DOĞDU, YENİ KENTLERİYLE YOL ALARAK BÜYÜYECEK”

Kendisini tanıtarak sözlerine başlayan İstamonu Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karadeniz ise; “TRADEF, mükemmel bir organizasyon. TRADEF, Kastamonu'dan doğdu, yeni kentleriyle yol alarak büyüyecek. Fuarcılık sektörü müthiş bir organizasyondur, bulundukları kente hakikaten katma değer üretir. Sadece 6 günlük süreçte benim; Dedeman, Uğurlu, Amorium Hotel, Kurşunlu Han gibi yerlere ödediğim para 345 bin TL’dir. Bu 91 şirketin geldiği onların misafirleri ve il dolaşımından fuara katılanlar hariç, sadece benim bıraktığım sıcak para. Hep söylemişimdir; 2013 yılında da manşet attım. ‘Kastamonu’yu il dışında değil, Kastamonu’da tanıtmak çok önemli.’ Biz buraya sıcak para sokamadığımız sürece bir arpa boyu yol alması mümkün değil bu kentin. Ben bu yola çıktığımda 3 tane mottom vardı, ikisini hep kullandım; birincisi yüzyılın fuarı. İkincisi ‘ticaretin kalbi’ dedim, bunu da işkembeden atmadık. 12 bin yıl önce Araç’ta Kahin Tepesi’yle birlikte başlayan antik kent bir ticaret merkezi, 2 bin yıl önce Taşköprü’de Pompeiopolis de aynı zamanda bir ticaret merkezi. Bugün Türkiye’de 81 vilayet var, 30 büyükşehir 51 vilayet statüsü var Kastamonu gibi. 81 il içerisinde en köklü ve en eski ticaret odası 1837 Kastamonu Ticaret Odası, 1888 İstanbul Ticaret Odası’dır. Yani biz İstanbul’dan daha fazla ticaret erbabıyız” diye konuştu.

“BU ŞEHRİN CİDDİ ATILIMLARA İHTİYACI VAR”

Ticaretin kalbinin attığı ve doğduğu bir noktada ticaret fuarı gerçekleştirdiklerinin altını çizen Karadeniz; “Kastamonu’da bin 58 köy ve 2 bin 554 köy altı yerleşim merkezi var. İl Özel İdaresi’nin yıllık yol yapma kapasitesi 200 kilometre, bu haliyle 9 bin 360 kilometreyi asfalt yapmaya kalksa 33 yılda biter. Bin 58 köyün en az 300’ü oturulmuyor artık, köyler boşalma noktasına gelmiş, bu kent bitme noktasına gelmiş. Bu şehrin ciddi atılımlara ihtiyacı var. Bu tür atılımları yapacak ve gerçekleştirecek insanları ‘kişisel menfaati için uğraşıyor, buradan malı götürecek’ diye küçük sığ bakışlarıyla Hüseyin’i harcamaya kalkmak bu şehre, bu şehrin insanına her 5 kişiden birini göç vermiş gözü yaşlı bu evlatların ahını ödeyemezler. Türkiye’de her yıl ortalama 450 fuar yapılıyor, Fransa’dan sonra bu noktada Türkiye ikinci. Bu 450 fuarın içerisinde en baba 205 fuarla İstanbul bu işin aslan payını almış. Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Trabzon gibi kentleri koyduğunuzda zaten 380-390 fuarı tek başına bu büyükşehirler yapıyor. Geriye gerçekleşmesi mümkün olmayacak ama müthiş çaba ve gayretler ile farkındalık yaratacak yeni fuarlara ve girişimlere ihtiyaç var. Ben bunlardan bir tanesine adım attım. Mükemmel ötesi bir organizasyon gerçekleştirdim. Türkiye’de ve dünyanın 123 ülkesine Kastamonu’da böyle bir fuar yapılıyor mührünü vurdum. Birçok ülkeden arandım. 450 tane fuar yapılan kentlerde bunun 380 tanesi büyükşehirlerde yapılırken Kastamonu gibi yerlerde 380 fuara eş gelecek değerli bir fuara ev sahipliği yaptık. Bu fuarın yarın 30’uncusu veyahut 50’ncisi olsun benden sonraki nesle bu fuarın temeli ilk Kastamonu’da atıldı şerefinin gururu var bende. Bu şehirle ilgili en az 3 fuar yapmak düşüncem vardı. Hem fuarı geliştireyim, hem mali imkanlar ile kendimi düze çıkarayım mantığı hasıldı. Ancak kendimle ilgili kaygılarımdan değil, olası gelen dedikodulardan ‘illallah’ dedim” ifadelerini kullandı.

TRADEF gibi bir fuarda şehirde muhataplarının olması gerektiğine vurgu yapan Hüseyin Karadeniz, şöyle konuştu; “İlk önce Ticaret Odası’nın kapısını çaldım. Sayın Oğuz Fındıkoğlu’ndan randevu aldım, verdi. Herşeyi anlattım, Oğuz Bey bana; ‘Yorma kendini. İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da Kastamonu Günleri’ne, Valilik, Belediye, Ticaret Odası olarak katılıyoruz. Burada da büyük bir ihtimal öyle olur’ dedi. O öyle bir vizyon çizdikten sonra bana bir şey kalmadı. Ben isterdim ki Kastamonu Kalkındırma Derneği’nin yaptığı organizasyon gibi beni yönetim kurulu toplantısına çağırıp desin ki; ‘Önümüzdeki ay burada bir fuar olacak, Hüseyin bey fuarın içeriğiyle ilgili bilgi aktarsın.’ Bu cümleyi duymayı çok istedim. Bunu Belediye’den, Valilik’ten, Ticaret Odası’ndan bekledim, Borsa’dan bekledim ama gerçekleşmedi maalesef. Hakikaten içler acısı bir durum. 100 yılın fuarı diye bir organizasyon yapıyorsun, şehrin muhatapları böyle bir masa etrafında beni kâle alıp da ‘Gel burada bir bilgilendirme yap’ deme lütfunda bulunmadılar. Bu benim içimde kanayan bir yara.”

“2022’DE TEK TOBB ONAYLI FUARA ÇANKIRI VE SİNOP’U NASIL OLUYOR DA ALAMIYORUM”

Karadeniz, devamında şöyle konuştu; “Sadece 2022 yılı içerisinde Çankırı, Sinop, Kastamonu’da gerçekleşen TOBB onaylı tek fuar TRADEF. Ben Zonguldak’ı almışım, Bartın’ı almışım, nasıl oluyor da 2022 yılı içinde tek TOBB onaylı fuara Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’na bağlı 3 kentten 2’sini alamıyorum? Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı KUZKA’nın Dönem Başkanı Kastamonu Valisiyken bana biri bu nasıl oluyor izah etsin. Bunu Vali’ye söylememe rağmen, bu şehirleri fuarla kalkındıralım dememe rağmen olmadı. Demek ki sağlayamadı. En üzüldüğüm nokta ise; kendi imkanlarımla Bartın ve Zonguldak’a, buraya 91 şirketi Irak’ı, Katar’ı getirdim, gelirken öyle mutlu geldiler ki seneye yapılacak fuarda ‘en az 30 tane şirkete söz veriyoruz’ sözünü aldım. Büyük elçiler aynen şunu söylüyor; ‘Bu bölgelerde fuar çok önemli. Kastamonu’yu ilk defa bu denli fark ettik.’ Benim getirdiğim insanlar da ilk defa Kastamonu’ya gelen insanlar. Fuarların içerisinde Ispartalı var Mersinli var, Trabzonlu var, Mardinli şirket var, İstanbul’dan var Çankırı’dan şirket var. Belediye, devlet kurumları hariç, 91 özel sektörün içerisinde doğrudan 22 bin kişiyi, dolaylı olarak da 43 bin kişiyi istihdam ediyor buraya katılan firmalar. Buraya katılan firmaların üretim alanları 3 milyon 552 bin metrekare yüz ölçümünde üretim yapıyorlar, dolaylı olarak da 9 milyon metrekare alanda üretim ağına sahip getirdiğim firmaların buradaki hacimleri. Katılımcı firmaların içerisinde 9 tane ilk 500’ğn içerisinde olan firma var. Yine adı Kastamonu markası, ama adı sanı duyulmamış 22 tane firma geldi buraya. Bir de kendi kendine varlığını hükmetmiş kuruluşlar da burada yer aldılar. Onların yapmış olduğum organizasyonla ilgili en ufak bir serzenişine denk gelmedim, her biri teşekkür etti. Birçok eksikliğe rağmen onlara bunu yansıtmamaya çalıştım ama iş elektrik olunca bu bir noktadan sonra önü alınamaz oldu.”

“YARIM SAAT GÖRÜNDÜLER SONRASINDA ONLARI GÖRENE AŞK OLSUN”

“Bu işten en fazla faydalanacak 2 kurum vardı. Biri Ticaret Odası, diğeri de Belediye’ydi. Faydalanma noktasında sıfır çektiler. Çünkü orada biraz daha ön plana çıkmalarını arzulardım. 30 yıl öncesinde bir firma kurmuş, tabiri caizse o gün yememiş, içmemiş, aç kalmış ama bugün 600 kişiye ekmek verir hale gelmiş, bu tür adamları bugün bu şehrin belediye başkanı, ticaret odası başkanı bağrına basabilirdi, gözlerinin içine bakıp ‘bir isteğiniz, arzunuz var mı?’ diyebilmeliydi. Hiç değilse KUZKA buraya gelen 91 yetkiliye, iş adamına ve Katar, Irak heyetine gözlerinin içerisine bakıp da ‘Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın Kastamonu’da tarım, sanayi, zirai faaliyetleri şu şekildedir’ diyebilmeliydi ama bu da denilmedi maalesef. Yarım saat heyet göründü, bir daha kendilerini bulabilene aşk olsun. Bu fuar için 8 ay uğraştım, burada uğraştığım 1 hafta kadar yorulmadım. İlk geldim zabıta amiri aradım, temizlik görevlisi istedim. Kimi aradıysam ‘bizim böyle bir fuardan haberim yok’ dedi. En son başkan yardımcısını aradım, çünkü o müdürler ‘başkan yardımcısını ara’ diyorlar. O arada Galip Başkan’la ne hikmetse görüşemedim, kendileri çok yoğundu. Başkan yardımcısını aradım; ‘Böyle bir organizasyon var, şunların olmasını istiyorum, bana yardımcı olur musunuz?’ dedim Aldığım cevap; ‘Kardeşim bana böyle bir bilgi verilmedi, ne fuarı bu?’ dedi. Yani zaten buranın sahiplenmesi noktasında sakat bir doğum gerçekleşti. Öncesinde masa toplantıları olmalıydı. O 3 ilin valisi, 3 belediye başkanı, 3 ticaret odası başkanı, 3 borsa başkanının içerisinde olduğu heyet, benden de bir brifing alınmalıydı, 5 dakika bu fuara özgü. Burada patates şenliği var, Tosya’da yapılan festival var, Taşköprü festivali var, Çatalzeytin’deki deniz şenliği festivali konuşuluyor da Allah aşkına bu kadar büyük bir organizasyon niye konuşulmaz? Bir tane erk adamın bu şehirde yapılacak olan TRADEF ile ilgili öncesinde ya da sonrasında bir tane açıklama var mı? Bu şehri yönetenlerden bana bir tane gösterin. Bunlar içimi yakan şeyler.”

“BİR KARAR VERMEM GEREKİYORDU”

“Necip Fazıl, 1943 yılında tren yolculuğu yaparken, Sakarya nehrine bakarken orada bir cümlesi var; ‘Benimse alın yazım yokuşlarda susamak’ diye. Benim hiçbir zaman kolayla işim olmadı. Nerede imkansız var, nerde zor, nerede yapılamayacak, akıldışı sıra dışı bir şey var bu benden soruluyor. 2018 yılında TRADEF’e bin basacak bir iş yaptım. 28 ülkeden katılımcı getirttik. 10 bin metrekare alanda Batı Karadeniz Turizm Tanıtım ve İşbirliği Fuarı’nı, BAKAF’ı yaptım. Fuar bitti, 1 milyon lira zararla çıktım bugünkü parayla. Çünkü tam düzlüğe çıkardım dedim erken seçim kararı alındı 2018’de. İptaller başladı, 1 milyon lira zararla çıktım. Orada bir karar vermem gerekiyordu. Ya zarar edeceksin ya da diyecekler ki; ‘Biz demiştik zaten eline yüzüne bulaştırdı.’ O zaman bu şehirde hala yaşayanlar var. Kastamonu Üniversitesi’nin, Bartın Üniversitesi’nin standını ben yaptım, yerinin parasını almadım. Abana Belediyesi’nden 6 bin lira aldım 10 bin lira stant koydum üstüne. Devrekani Belediyesi’nden 5 bin lira aldım 10 bin lira üzerine stant yaptırdım. Neden? Karar vermem gerekiyordu ya zarar edeceğim ya da elime yüzüme bulaştıracağım. Kendime zarar verdim, yine de bunu dışarıya yansıtmadım.”

“KASTAMONU’NUN KURTULUŞU; BİR YERİNDE TANITIM, İKİ FUAR VE KONGRE TURİZMİ”

“100 yılın fuarında, 100 yıla değecek, 100 yılın yüz akı bir organizasyonu bana göre Kastamonu sıfır çekmiştir. Gerektiği şekilde anlatamadım ya da anlaşılmak istenmedi bu fuar. O yüzden çok üzgünüm. Kendimle ilgili hiçbir kaygım yok, ama bizim verdiğimiz hayat mücadelesi bugünkü neslin verdiği hayat mücadelesiyle aynı değil. Biz 90 bin derece ısıya dayanıklıysak şimdiki gençler 9 derece ısıya dahi dayanıklı değil, daha cılız. Benden sonraki nesiller için üzülüyorum. Hüseyin Karadeniz bu projeyi yaptıysa bizden sonraki nesiller nasıl olacak da genç beyinler bu kentten yetişecek de ortaya proje koyacak da kim sahiplenecek? Bizden sonrakiler için endişeliyim. Bu şehir, 100 yılın yüz akı projesini elinin tersiyle itti. Mehmet Feyzi Efendi’nin çok güzel bir sözü var; ‘Bu memleket 2 sebepten kaybeder: Ya çok kibirli ya da çok mütevazi.’ Ben mütevazi olamayacağım. Ben muhteşem bir iş yaptım. Ama bu şehir bu fuarın kıymetini bilemedi. Burada niyetim suçlu aramak değil. Ancak herkesin şapkasını önüne alıp kulaktan dolma bilgilerle biz böyle bir organizasyona nankör mü geldik, ilgisiz mi kaldık diye bir değerlendirme yapması lazım. Hiç kimseyi suçlamıyorum. Suçlu aranacak dönem değil. Türkiye’de 276 fuar yapabilme yetkisine sahip fuar yetki belgesine sahip şirketler var. Kastamonu’nun kurtuluşu; bir yerinde tanıtım, iki fuar ve kongre turizmi, TRADEF’le bu çığır açmıştı çünkü 7 gün şehirde hareketlilik vardı. Bir değerlendirme yapın deseler, bana göre sadece en düşüğünden 3 milyon lira para döngüsü olmuştur. Orta Doğu’dan sonra 2023 yılında yine bu kentte TRADEF Avrupa başlığında Avrupa ülkelerini konuk alacağım karma bir ticaret fuarını gerçekleştirme hedefim vardı. Ticaretin başladığı yerde, ticaret fuarı bu saatten sonra bitmiştir. Bu şehri yönetenler lütfen şapkasını önüne koysunlar. İddia ediyorum, ben daha iyisini yapana kadar yaptığım en iyi organizasyona bu kent sahip çıkmamıştır. Bütün katılımcı ve ziyaretçilerimden yalnız bırakılmama rağmen katılımları için teşekkür ediyorum. İnsanlara teşekkür etmesini bilmeyen Allah’a şükür etmesini bilmezmiş, çok sevdiğim bir söz. Kastamonu Belediyesi son noktada sahne düzenini sağlamıştır. Üniversite de elektrik ve led ekran desteği sağlamıştır. Beklentimin çok azı olmasına rağmen yine de kendilerine teşekkür ediyorum. Biz 100 yılın yüz akı fuarına gerekli desteği bu şehirde bulamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. İnşallah bu toplantı da yeni Hüseyinlerin keşfedilmesine, şehirde yeni bir uyanışa vesile olur. Burada fuar yapmanın çöle fidan ekmek kadar, yeşertmek kadar zor olduğunu biliyordum. Şehrin valisine belediye başkanına, ticaret odasına kim kulağına ne fısıldadıysa benim hakkımda, bu kadar geri çekilmelerine kim vesile olduysa, gerçeği yansıtmadığı için iki elimde hem bu dünyada hem ahirette hakkımı helal etmiyorum.” (Nihan Kıran)