Kastamonu Ticaret Borsası'ndan Z Raporu

...

Kastamonu Ticaret Borsası Yönetim Kurulu, gazetecilerle bir araya gelerek projelerini anlattılar.

Borsa, görevdeki bir yılı tamamlamış olmalarının ardından çalışmaları neticesinde  alınan yol ve konulan hedefler noktasında bilgilendirme toplantısı düzenledi..

Toplantı Ticaret Borsası Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıya  Borsa Başkanı Serdar İzbeli, Meclis Başkanı Tarık Altıkulaç, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Borsa çalışanları katıldı.

Toplantıda Borsa Başkanı Serdar İzbeli, Meclis üyeleri Orhan Reis ve Mehmet Sinan Küçükoğlu birer konuşma gerçekleştirdi.

"BATI KARADENİZ DEĞİL, BÜTÜN KARADENİZ OLARAK BİRLEŞTİK"

Ticaret borsamızın hedefleri var. Bu hedefler için şöyle bir sloganımız var; "Dünyada mekan lazım, ahirette iman"  diyerek konuşmaya başlayan Borsa Başkanı Serdar İzbeli: "Dünyada neden mekan lazım? Kastamonu'da bugün Organize Sanayi yapacak bir açılım alanımız maalesef yok.  Ormanlarımızı koruma adına 30-35 sene önce her istikamette orta ölçekli bir sanayi yapmaya kalksak, bugün şehrin sıkışıklığında bir galerileri, hububatçıları falan çıkartmaya çalışsak yer yok. Bunun için de sayın milletvekillerimizi, Tarım Bakanımızı bilgilendirdik. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bir şekilde ulaşılacak. Biz Batı Karadeniz değil, bütün Karadeniz olarak birleştik, bütün borsalar olarak. Bir fikir birliğinde bulunduk ve Kastamonu gibi bölgeler için pozitif ayrımcılık istiyoruz. Biz zaten orman kentiyiz. Burada kent ormanı falan kurmaya gerek yok, zaten orman kentinde yaşıyoruz. Biz arazi fukarası bir memleketiz. Çünkü Kastamonu'nun yüzde 68’i kimilerine göre yüzde 72’si orman. Orman Bölge Müdürümüzle de görüşüyoruz. Orman Genel Müdürümüzün de haberi var. Biz pozitif ayrımcılığı Düzce, Bolu, Karabük, Zonguldak, Bartın, Sinop bütün bu bölge için istiyoruz. Çünkü biz orta ölçekli bir sanayi yapmaya kalksak, bir gıdacılara, hububatçılara yer yok. Bakın kaç günden beri Daday ve Devrekani bölgesinde sadece ay çekirdeği hasadını başlatamıyorlar. Koyacak yer olmadığı için. Biz de üniversitemizde bir protokol imzalamıştık. Ay çekirdeği numunelerini gönderdik, yağ oranına göre müşteri bulmaya çalışıyoruz, oradaki üyelerimize." diyerek bir diğer projeleri hakkında bilgi verdi.

 

Mezbahaneyle ilgi  Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’yle birleştiklerini belirten İzbeli, sıkça üzerinde durduğu mekan eksikliğinin altını çizdi. İzbeli: "Tabii her şeyi yapmak için mekan lazım. Bununla ilgili de şu anda bütün çalışmalarımızı bitirdik, projemiz hazır. Yer için uğraşıyoruz. Şu anda Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği IFAD kapsamında kendi yaparsa yüzde 75 hibe alabiliyormuş, biz de ona destek veriyoruz” dedi.

"YAKLAŞIK 4 BİN ASKERİMİZİN YEDİĞİ ŞEFTALİ, KİRAZ, ERİK, KAYISI, VİŞNE, ÇEKİRDEKLERİNİ BİRİKTİRİYORUZ"

İzbeli, konuşmasının ardından şunları aktardı: “Peynir altı suları tabiata karışırsa zehir ama bisküviye, krakere, çikolatada kullanılırsa faydalı bir şey. Bununla ilgili de şu anda projemiz herhalde bitti. TKDK kurumundan onay  bekliyoruz.  Tabi bunun için de yine yer lazım. Bununla ilgili de kasım ayı içerisinde sayın vekillerimizle buluşacağız. Nerede buluşacağız derseniz 11 Kasım geçen sene ağaç dikme programıyla başladı. 11 milyon ağaç dikilmişti. Biz geldiğimiz günden beri değil. Biz 10 yıldan beri askeriyede yaklaşık 4 bin askerimizin yediği şeftali, kiraz, erik, kayısı, vişne, çekirdeklerini biriktiriyoruz. Bunları kurutturuyoruz. Bir dikili kesim sahası, aldık Azdavay’da. Onlarca dikili kesim sahası var Kastamonu'da. 11 Kasım'da inşallah, bütün vekillerimiz söz verdiler bakanlığımızdan da gelecek olacak muhtemelen. Odalar Birliği'nden de davet ettik. Bunu bütün Türkiye'de, bütün misafirhanelerde, okullarda yapsanız bu Kastamonu ormanlarındaki yabani hayata bir nebze can suyu vermiş oluruz. Hedeflerimizden bir tanesi de bu. Zaten bu artık bizim sosyal sorumluluk projemiz gibi bir şey" dedi.

"BEŞ AYDA YETİŞMEYEN ÜRÜN YOK"

İzbeli: "Bahar aylarında ilimizde yaklaşık 70 gün yağmur yağıyor. Eylül ve Ekim’de de kırağı ve soğuk başlıyor iki buçuk ayda buradan kaybediyoruz. Beş ay iklimde bir sıkıntımız var. Beş ayda yetişmeyen ürün yok. Salatalık, domates, biberi, maydanozu saymıyorum. Beş ayda her ürün yetişir. Bizim organize seracılık bölgeleri hedefimiz var. Kastamonu'da 2-3 tane organize seracılık bölgesi yapmayı planlıyoruz. Bununla ilgili Tarım Bakanlığı'yla görüşmelerimiz devam ediyor. Gene yer lazım. Lazım. Bizim ama amacımız şu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı gibi Atatürk Orman Çiftliği'nin ne kadar bataklık olduğu söylenir. Biz de battal olan, kayalık olan yerleri tercih edeceğiz. Neden öyle yapacağız? Mesela dün Devrekani Besi Organize’nin toplantısını yaptık. Kaymakam, Belediye Başkanımız, İl Genel Meclisi üyeleri buradaydı. Devrekani besi organizelerinin hemen yanında taşlı, kayalık alan var. Orada yaklaşık 80 büyük ahır meydana gelecek. O kadar hayvanın dışkısını ve biyogaz tesisinden çıkan gübreleri o alanlara atacağız ki Devrekani gibi sert iklim olan bir yeri bile mamur hale getirebileceğiz.  Çaycuma'da örneğin özel bir bölgesi var. Biz de eğer denk getirebilirsek bunun için enerji istiyorlar, enerjide de Devrekani Besi organizenin bütün çatıları güneş enerjisi olacak. Biyogaz tesisinden çıkan enerjiyi de verdiğimizde iki katı falan bir ürün almış olacağız. Bir de depolar için uğraşıyoruz. Hububat için aynı sıkıntılar var. Köylü traktörüne yüklüyor, koyacak yeri yok. Biz Toprak Mahsulleri Ofisi'yle de görüşüyoruz. Eğer kısmet olursa hedeflerimizden bir tanesi de çiftçinin bu hububatını koyacağı silolar yapmak ama bu yatay silo, beton olabilir ama en azından emanete koyabileceği, satış için ayrı bir şey lazım. Çünkü apar topar getiriliyor. Apar topar geldiğinde de apar topar bir fiyat veriliyor. Yani müşteri öyle olur. Zaten ticarette en pahalı kredi, en hızlı kredidir. Gidip de bankaya ‘bugün para lazım’ dersen hesabını görür banka. Bizim yaptığımız şu meyve çekirdekleri operasyonunu bile bütün Türkiye'de yapılsa ne ayılar şehre iner ne tilkiler sağda solda gezer. Onların çünkü yabanın hayatını biz bozduk." dedi.

Avrupa Birliği'yle ilgili tüm projelerini eş güdümlü götürdüklerini dile getiren İzbeli:  "Ülkemize bir şeyler daha katmanın peşindeyiz. Bir de tarım liseleri son zamanda gündemde. Biz bunu sayın vekillerimizle de konuştuk. Bize göre daha doğrusu bu işin anaokulundan veya ilkokuldan başlaması gerekiyor. Yani bir çocuğun resme merakı yoksa illa resme, müziğe bir ilgisi yoksa illa müzik öğrenecek diye uğraşmamalı. Bunu da Milli Eğitim Müdürümüzle de konuştuk. Bize bu işin ilkokulundan itibaren eğitimi ve öğretimi ve o tarafa doğru meyilliyse bu çocuklar böyle bir ara eleman değil de ‘aranan eleman’ sloganıyla bunu da destekliyoruz. Yani tarım liseleri tabii önemli ama mühim olan temelli bir yere gelmek. Çünkü bir cümle vardır, ‘Temel, yama kabul etmez’ yani temele öyle bakmalıyız ki ilerisi daha iyi, daha yüksek kapı çıkabilsin" dedi.