KEAH Başhekimliği ve İl Sağlık Müdürlüğünün yoğun gayretleriyle hastanenin göz ünitesine Vitrektomi Pars Plana cihazını kazandırdıklarını söyleyen Başhekim Prof. Dr. Zafer Ergül; “Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak, dünyada ve ülkemizde gelişen tıbbi teknolojileri yakından takip eden bir hastaneyiz. Tıpta gelişen teknolojileri hastanemize kazandırmanın gayret ve çabası içinde oluyoruz” dedi.
ERGÜL: “KEAH’TA GÖZ AMELİYATLARINA DA BAŞLANDI”
Göz ameliyatlarının artık ileri merkezlere gitmeye gerek kalmadan KEAH’ta yapılabileceğini vurgulayan Başhekim Ergül, şunları kaydetti; “Çaba ve gayretlerimiz çok şükür hiç boşa çıkmadı. Bu çabalarımızdan biri de göz ünitemize çok kazandırmak istediğimiz, Vitrektomi Pars Plana cihazıydı. Göz ameliyatlarında önemli olan bu tıbbi cihazı göz ünitemize kazandırdık. Göz ameliyatlarına da başlandı. Bundan böyle ünitemizdeki göz doktorlarımız ileri merkezlere gitmelerine gerek kalmadan göz hastalarımızın ameliyatlarını hastanemizde yapacaklardır. Bu cihazın ilimize ve hastanemize kazandırılmasında destek olanlara hastane yönetimi olarak teşekkür ediyoruz. Cihazın, göz hastalarımıza ve ilimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz.”
IŞIK: “EKSİKSİZ BİR GÖZ ÜNİTESİNE KAVUŞTUK”
KEAH Göz Ünitesi uzmanlarından Op. Dr. M. Uğur Işık ise, Vitrektomi ameliyatlarına başladıklarını söyleyerek şu bilgileri verdi; “Yeni cihazımızla Vitrektomi ameliyatlarına başladık. Hastanemizin, Göz Ünitesinde eksik olan Vitrektomi cihazının ünitemize kurulumuyla eksiksiz bir göz ünitesine kavuştuğunu söyleyebiliriz. Vitrektomi ya da diğer ismi ile Pars Plana Vitrektomi ameliyatı, gözün arka kısmında yer alan vitreus ve retinaya müdahale etmek üzere, yaklaşık 1 mm büyüklüğündeki küçük kesilerle girilerek özel aletler yardımı ile yapılan ameliyatın adıdır. Vitrektomi ameliyatında 23-ölçek (0.64 mm çap) ve 25-ölçek (0.5 mm çap) mikro cerrahi aletler kullanılmaktadır. Bu yöntem ile açılan delikler çok küçük olduğundan çoğunlukla dikiş atmaya gerek duyulmamaktadır. Bu ameliyata dikişsiz vitrektomi denmektedir. Lokal ya da genel anestezi altında gerçekleştirilebilen vitrektomi ameliyatında göz duvarında açılan yaklaşık 0.5 mm’lik 3 adet delik ile gözün vitreus boşluğuna ve retinaya ulaşılmaktadır. Göz içindeki jel (vitreus) dakikada 16000 adet kesiye kadar ulaşabilen bir cihazla temizlendikten sonra retinadaki problemin giderilmesine yönelik girişimlerde (zarları soymak, retinaya lazer yapmak, yırtık/delikleri tamir etmek)”
Vitrektomi ameliyatlarının hangi göz hastalıklarında uygulanacağı hakkında da bilgi veren Op. Dr. Işık; “Vitrektomi uygulanmasının birçok sebebi vardır. Vitreusu ilgilendiren birçok hastalıkta vitrektomi yapılır. En önemli sebeplerinden; diyabetik retinopati (şeker hastalarında görülen retina kanamaları) vitreus kanaması (göz içi kanama) epiretinal membran (görme merkezindeki zar) retina dekolmanı ve yırtıklar (gözün sinir ağı tabakasının kopması) makula deliği (görme merkezindeki delik) göz içi yabancı cisim çıkarılması (göz yaralanmaları sonucunda yabancı cisim) katarakt cerrahisi komplikasyonu sonrası (göz içinde lens kalıntısı, göz içi lensin göz arkasına düşmesi) endoftalmi (göz ameliyatları sonrası oluşan göz içi enfeksiyonları) da uygulanır. Gözünüzdeki hastalığın tipine ya da ciddiyetine göre cerrahi müdahale esnasında, gözün içerisine serum, gaz ya da silikon yağı yerleştirilmekte ve bazen ameliyat sonrasında hastaların bir süre belirli bir pozisyonda yatmaları istenebilmektedir. Vitrektomi ameliyatında göz içine gaz yerleştirilen hastaların gaz emilinceye kadar uçak ile seyahat etmeleri sakıncalıdır. Gözüne silikon yağı yerleştirilen hastalarda genellikle 3-6 ay sonra silikon yağını çıkarmak gerekmektedir. Cerrahi sonrası ilk günler gözde rahatsızlık, ağrı, kızarıklık ve batma hissi olağan ve beklenen durumlardır. Gözün dış etkenlerden korunması için ameliyat sonrası birkaç gün ya da hafta göz koruyucu bandajla dolaşılması uygundur. Son yıllarda geliştirilen dikişsiz vitrektomi yöntemi ile bu problemlerde oldukça azalmıştır. Dikişsiz vitrektomi yöntemi, ameliyat sonrası iyileşme dönemini ve operasyon süresini kısaltmakta, göz yüzeyindeki rahatsızlıkları (batma, sulanma, vb.) azaltmakta ve hasta rahatlığını arttırmaktadır. Operasyon sonrası dönemde anatomik ve görme iyileşmesi, gözün görmeyi sağlayan hassas yapılarının operasyon öncesinde ne kadar etkilenmiş olduğu ile ilgilidir. Retinanın etkilenmediği göz içi kanamalarında sonuçlar oldukça olumludur. Özellikle görme merkezinin etkilenmemiş olduğu durumlarda görme düzeyleri operasyon sonrası daha iyi seviyelere ulaşabilir. KEAH Göz Ünitesi olarak bu cihazında ünitemize kurulmasıyla göz hastalarımızı il dışına göndermeden tedavilerini ve ameliyatlarını hastanemizde kolaylıkla ve rahatlıkla yapabileceğiz” dedi. (Bülten)