Süt fiyatları sabitlenirken yem, akaryakıt ve gübre gibi girdilerin fiyatlarındaki artışlara müdahale edilmediğini vurgulayan Akar; “Ulusal Süt Konseyi (USK) işlevini kaybetmiş, konsey tarafından tarafların mutabakatıyla belirlenen fiyata itibar edilmemiş, referans süt fiyatı üst düzey bürokratlardan oluşan gıda komitesince belirlenme sürecine girilmiş, enflasyonu artırır gerekçesi ile süt fiyatları sürekli baskılanmıştır. Ulusal süt konseyi süt fiyatlarını baskı altında tutan bir kuruluş haline gelmiştir. Sadece süt fiyatları sabitlenirken; yem, akaryakıt, gübre ve benzeri girdilerin fiyat artışlarına müdahale edilmemesi ise düşündürücüdür. Diğer taraftan yem başta olmak üzere üretimi ve üreticiyi yakından etkileyen girdilerin fiyatları alabildiğine artmış, ne bu artışların önüne geçilebilmiş, ne de üreticinin mağduriyetini azaltacak destekleme tedbirleri geliştirilebilmiştir.
Yakın geçmişte benzer sorunların ülkemize, üreticiye ve hayvancılığımıza ne kadar zarar verdiği unutulmamalıdır. Zira hayvan ithal etmenin yabancı ülke çiftçilerini desteklemekten başka bir işe yaramayacağı ortadadır. Hayvancılığın sürdürülebilirliğinin sağlanması için, sütün litre fiyatının en az 9 TL olarak belirlenmesi, maliyetlerin en az üçer aylık dönemler halinde değerlendirilmesi, fiyatların maliyetin altına düşmesi halinde, farkın destekleme ile karşılanması gerekmektedir” dedi. (Bülten)