(1 ŞUBAT) Ateist mi olmuş çocuklar?
Ateist mi olmuş çocuklar?
Hemen hemen hepimiz şahit olmuşuzdur gençlerin ateist olduğundan dem vuran “ehl-i iman” kişilerin şikâyetlerine. Birçoğumuz da aynı şikâyetin dile getirenleriyiz bir diğer taraftan. Hemen şunun altını çizeyim ki, her ne kadar bu durum benim için çok ciddi üzüntü kaynağı olsa da şaşırdığım ve hayretle karşıladığım bir sonuç değildir.
Şaşkınlık ve hayret ne kelime, tamamen beklediğim ve olması gereken sonucun da bizatihi kendisidir. Bunun aksi bir durumun meydana gelmesine şaşar, hayretle karşılar ve o sonucun makul, mantıklı ve Kuran’i bir açıklamasını bulamaz ve öylece apışıp kalırdım olduğum yere.
Neden mi?
Ne yani dengesizin birisi çıkacak ve orta yere bir ip sallandıracak, bu ipin ucundan tutan kurtuluşa erip cennetin en güzel köşklerinden birisine oturacak diyecek ve cin gibi kurnaz, son derece zeki ve çağın bütün iletişim organlarını vızır vızır kullanan gençlerin de bu zırvalıkları yutmasını mı bekleyecektim!?
Veya bir başka edep, ahlak (din imandan vazgeçtim) izzet, şeref, haysiyet ve dürüstlükten gram nasip almamış bir nasipsiz, cennetten makam satacak, kabir azabından koruyan kefen, sırat köprüsünden, E5 karayolundan geçiyormuş gibi güvenlik sağlayacak terlik satacak, ben falan grup filan cemaattenim deyince bırakılacaklarını iddia eden şaklabanlıklara, o zıpkın gibi gençlerin kanıp yutacağını mı bekleyecektim?
Veya her hafta ve üstelik Cuma günü bütün değerleri sonuna kadar istismar eden ve sonucunda her hafta muntazaman milletin elini cebine sokan, ne var ne yok alıp ve üstelik nereye harcandığını dahi bilmediğimiz bir kuruluşun şaklabanlıklarını Din zannedecek bir gençlik mi bekleyecektim?
Suratında bir avuç kıl ile dolaşıp suyu üfleyerek, otururken Bismillah kalkarken ya Allah deyip olmadık taklalar atan, göz göre göre siyaha beyaz diyen siyasetçilerin düştükleri zavallı ve utanç hali görüp ve bütün bunlarla da ince ince alay etmeyecek gençler mi bekleyecektim?
Faizsiz bankacılık diyerek, katılım bankacılığı diyerek, kar ortaklığı diyerek, helal kazanç diyerek Adeta Dinin bütün değerlerine taklalar attıran ve Allah’a çalım atmaya kalkan bu sirk soytarılarını görmemiş, kör bir gençlik mi bekleyecektim?
Her türlü bilgiye, belgeye bir tuşla ve üstelik bir tık ile ulaşan ve üstelik çağın bütün iletişim imkân ve olanaklarını, alet ve edevatlarını bir uzman gibi kullanan, günü ve günceli sıkı şekilde takip eden, gördükleri ile son derece zeki sözcük öbekleri ile dalga geçen, konusu siyasetçi, öğretim görevlisi, sanatçı ya da bilmem ne olmasına bakmaksızın yerli yerinde hakkını veren gençlerin, bu basit şaklabanlıkları yutacağını mı bekleyecektim?
Millete, şifa niyetine sidik içirenleri gören, kendileri tıka basa yiyip fakir fukaraya şükrü tavsiye edenleri gören, köpek ile melek arasında korelasyon kurup ve köpek için ölüm ve lanet fermanı çıkaran bu sivri zekaları gören gençliğin, bütün bu ahmaklığa prim vereceğini mi bekleyecektim?
Televizyonları, radyoları, internet ve daha birçok imkânı kullanarak milleti iliklerine kadar soyan, İslam, Müslüman ve masum görünen, milletin tüm şefkat ve merhamet duygularını sonuna kadar kemiren, semirip sömüren ama bir tane fukaraya dahi bir lira verdiklerine tanık olmadığımız bu İslam soyguncularına gençlerin inanacağını mı bekleyecektim?
Araplaşmayı ve Araplaştırılmayı din diye yutturma girişimlerini, uyduruk hikâye ve masalları, akıl, bilim ve çağın geldiği nokta ile dalga geçen efsane anlatımları Din zannedecek ve bu trajikomik hallerden kendileri için tatmin edecek zavallı ve düşünce yoksunu gençler mi bekleyecektim?
Ne gençler bu denli ahmak ve ne de benim böylesi ahmaksı hareket ve sonuçlar bekleyecek boş vaktim var. Geldiğimiz noktanın ve gençlerin bu halinin birincil mümessillerinin kimler olduğunu açıkça orta koyduğum kanısındayım.
Ya millet olarak samimi bir şekilde silkinecek ve bu Din simsarlarından bir an evvel kurtulacak, bu aşağılık zümrenin kendilerini Allah dostu diye takdim ederken Allah’a, Resulüne, Kitap ve Dinine kallavi düşman olduklarını görüp bu çakal güruha hayat hakkı tanımayacak, ya da…!
(23 Aralık 2019’da istiklal.com.tr’de yayınlanmıştır)