‘Turizm için herkes elini taşın altına koymalı’
Kastamonu turizminde yaşanan sıkıntıları anlatan Profesyonel Turist Rehberi Murat Kalem:
‘Turizm için herkes elini taşın altına koymalı’
KASTAMONU’da aktif olarak çalışan Turist Rehberi Murat Kalem, ilimizde var olan turizm sorunlarına dikkat çekti. Yasadışı rehberlikten, Kastamonu’nun durağanlaşan tur sorununa, Araç’ta bulunan Kahintepe’den Kastamonu’nun tarihi eserlerine önem verilmemesi ve korunmaması konularına kadar pek çok konuya değinen Kalem, bir rehber olarak elinden gelen her şeyi yaptığını ancak artık siyasilerin ve gerekli mercilerin de elini taşın altına koyması gerektiğini vurguladı.
“KASTAMONU’DA REHBER BİLİNCİ YOK”
Safranbolu, Kapadokya gibi yerlerde rehberliğin ne olduğunun bilindiği ama Kastamonu gibi yerlerde rehberliğin henüz ne olduğunun bilinmediği, değer verilmediğini belirten Murat Kalem; “Rehberlik bir meslek olarak bile kabul edilmiyor insanların gözünde. Ama kanunen Türkiye’deki Meslek Kanunu kapsamında bulunan mesleklerden bir tanesi rehberlik. 2012 yılından itibaren turist rehberlerinin kendilerine ait bir kanunu var. Devlet, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Turist Rehberleri Birliği (TUREB) tarafından konulan ve uygulanan kurallar var. İşletmede işimizi yaparken özel sektör gibi görülse de uyacağımız kuralları, alacağımız ücreti belirleyen bir kanun var; TUREB Kanunu, 6326 sayılı kanun).”
“BİR TUR REHBERİNİN YASAL OLARAK İŞ YAPABİLMESİ İÇİN BU ŞARTLARI SAĞLAMASI GEREKİYOR”
Ege Üniversitesi Turist Rehberliği mezunu olan ve şuan itibariyle Türkiye’nin 5 bölgesinde turist rehberliği yapan Murat Kalem, bir tur rehberinin yasal şartlarda iş yapabilmesi için şu şartları taşıması gerektiğini belirtti; “2012 yılından itibaren düzenlenen kanuna göre üniversitelerin Turist Rehberliği (2 veya 4 yıllık) bölümlerinden mezun olmaları gerekiyor. Bunu tamamladıktan sonra zorunlu eğitim gezisi var. Şu anda bunu Türkiye’nin bütün bölgelerini yapabilmek için yaklaşık 30 bin TL gibi bir masraf karşılığı ödemek gerekiyor. Bu ücreti de tamamen kişi kendisi ödüyor. Türkiye’de 7 bölgeden hangi bölgenin eğitim düzeyine katılırsan o bölgede rehberlik yapabilme şansın var. Bütün bölgeleri tamamladıysanız ulusal rehber olmuş oluyorsunuz. Bu 7 turu tamamlamak için sadece şirkete ödediğimiz para bizden yaklaşık 15-20 bin arasında değişen bir fiyat. Bu programın tamamına baktığımızda 50-60 gün sürüyor. Bu tur süresince de kişinin 5-6 bin lira para ödemesi gerekiyor. Yine ortalama 25-30 bin lira arasında değişen maliyetlere kadar çıkabiliyor bu eğitimler. Rehberlerin aslında en çok zorlandığı bir diğer şart daYabancı Dil Sınavı. Her rehber en az bir yabancı dil bilmek zorundadır. YDS veya TUREB’in yapmış olduğu sınavlar. YDS’den minimum 75 alma zorunluluğu var. Ülkemizde Akademisyen olmak için 55 barajı varken rehber olmak için 75 barajı var. Bunun aşağısında gerçekten yabancı bir dili aktif bir şekilde konuşamayan bir insan rehberlik yapması da saçma olur. Son zamanlarda şöyle diyorlar ‘İyi ama biz Türkçe rehberlik yapıyoruz. Türklere hizmet sunuyoruz. Ne gerek var buna’ diye. Sonuçta şu an piyasada 10 bin tane rehber var. Bu 10 bin insan bu şartları geçmiş bir şekilde. Sen tutup da iki gün sonra ben bu şartı kaldırıyorum hadi yabancı dil zorunluluğu getirmeden yapalım dediğiniz zaman gerçekten buna layık olmayan birçok insan rehber olmuş olacak. Rehberler, hem Türkiye için hem de bir bölge için aslında oraya gelen insanların yüzüdür. Ben o turiste neyi anlatırsam o turist o kadarını bilir. Ben ne gösterirsem o onu alır. Türkiye’ye geldiklerinde ben o insanlara çok iyi şeyler anlatıp onları mükemmel bir şekilde de geri gönderebilirim, tam tersi nefret eder şekilde de gönderebilirim. Aynı şey Kastamonu özelinde de geçerli bir durum. Bu sınav tamamlandıktan sonra her yıl bir odaya kaydolmamız lazım. Kastamonu’da bir Rehberler Odası olamadığı için bize en yakın olan yer Ankara. Biz Ankara Rehberler Odası’na bağlıyız. Bizim her yıl düzenli yaklaşık 500-600 lira arasında değişen Rehberler Odasına vermiş olduğumuz aidatlar var. Ortalama 300 lira da Kokart ücreti veriyoruz. Onun dışında çalıştığımız için vergi de veriyoruz bizler sigortamız yapıldığında vergi kesiliyor. Genel şartlar bunlar.”
“YEREL REHBER DİYE BİR TABİR YOK”
‘Yerel rehber’ diye bir şeyin olmadığını bunun işi meşrulaştırmak için uydurulmuş olan şeylerden bir tanesi olduğunu belirten Kalem; “Kokart kartına sahip olmayan hiçbir kimse rehber değildir. Tur animatörlüğü sadece eğlence yapar. Alan kılavuzluğu diye bir şey de var. Yerel rehber diye genelde alan kılavuzlarına söylüyorlar. Ama alan kılavuzlarının belirli yetki alanları vardır. Mesela alan kılavuzları gelip Cumhuriyet Meydanı’nda hiç kimseye anlatım yapamaz. Sadece milli parklarda görev alabilirler. Mesela Çanakkale’de tarihi Gelibolu Yarımadası’nda rehberlik yapabilir ama Çanakkale merkeze inip merkezde rehberlik yapamaz. Öyle bir hakları yok. Normalde ceza yemeleri gerekiyor. Meslek Kanununa bakarsınız Kültür Turizm Bakanlığı ve TUREB dışında. Kurs açma olayına da net bir şekilde yorum getirmişler. Demişler ki bu kurumlar dışında hiçbir kurumun bu işi yapmaya herhangi bir kurs açmaya yetkisi yoktur.”
“KASTAMONU’DA BİLİNÇ YOK”
Murat Kalem, Safranbolu, Kapadokya gibi yerlerde bu 6326 sayılı kanunun herkes tarafından bilindiğine dikkat çekerek; “Bu iş Kastamonu özelinde karmaşaya giriyor. Ki Safranbolu buraya çok yakın olmasına rağmen buranın Safranbolu’dan çok daha fazla gezilmesi gerek yerleri olmasına rağmen Safranbolu’nun Turizmden elde ettiği gelir Kastamonu’nun belki de yüz katıdır. Çünkü bu zamana kadar oradaki insanlar bu işi belli düzeyde biliyorlar. Denetlemeler oluyor. Sadece yöneticiler özelinde değil oradaki yöneticiler turizmin nasıl işlediğini biliyor oradaki dükkânlarından müzelerinden işi pazarlama durumuna kadar daha çok bilince sahipler. Kastamonu’da daha az bilinçli değil Kastamonu’da hiç bilinç yok” şeklinde konuştu.
“BANA ‘BURADA İŞLER SENİN BİLDİĞİN GİBİ YÜRÜMÜYOR’ DENİLDİ”
Kalem, öğrencilik döneminde Kültür Turizm Müdürlüğü’ne gittiğini ve o dönem de yapılan kaçak rehber sorununu dile getirdiğini belirterek; “Kastamonu’da rehber de yoktu o zamanlarda. Kaçak rehberlerin çok olduğunu yine o dönem biliyordum. Kültür Turizm Müdürlüğü’ne gittim orda da yine bu ismi vererek, ‘Zühtü Aslan bu faaliyetleri yapıyor birçok insana eğitim verdiğini düşünüyor. Bir sürü insan burada bu işi bu şekilde yasa dışı iş yapıyor. Bakın burada böyle bir yasa var. Kastamonu’da şu an çok yoğun bir turizm faaliyeti yok ama bu insanlar bu işi yaparken 3 gün sonra Kastamonu’nun büyümesine etki edecek. 3 yıl sonra denetlemeler artacak burada rehber bulamayacaksınız. Ben rehberim ve ben bu şartlarda burada duramam’ dedim. O yıl ben onları uyardım ve bana verdikleri cevap şuydu; ‘Burada işler senin bildiğin gibi yürümüyor’ Bu yasadışı faaliyet yürüten kaçak rehberleri piyasadan o dönem temizlemiş olsalardı ben ve benim gibi yeni profesyonel rehber olacak arkadaşlara birkaç yıl içerisinde düzgün bir düzenleme yapılarak bu sorunların önüne geçilebilirdi. Kastamonu’da 5 rehber Kastamonu turizmine rahat yetecektir.İşte o gün bu soruna önlem alınsaydı bugün böyle bir durumla karşılaşılmayacak esnaflar da sıkıntı çekmeyecekti. Çünkü yeterli sayıda rehber olacaktı. Eğer bu insanlar zamanında gelmiş olsalardı şunu diyemeyeceklerdi ‘Kastamonu’da yeterli sayıda rehber yok rehber olmadığı için de kokartsız rehberlerle çalışmak zorunda kalıyoruz’ diye bize bahane üretemeyeceklerdi. Aslında bu sorunu ortaya çıkaranlar kendileri ama bu sorunun neden olduğu sorunu yine sorun olarak ortaya serenler yine kendileri. O insanlar da neye dayanarak bunu söylediler yine onlar da kötü niyetli olduklarını düşünmüyorum çünkü onların da eli kolu bağlanıyor çeşitli organlardan müdahale geldiği için. Şimdiki dönemi bilmiyorum ama yine de araştırılması lazım. İl Kültür Turizm Müdürlüğü turist rehberinin ne olduğunu bilmiyordu. Orada iletişime geçtiğim insanlar. Ben turist rehberi olacağım bunun için bir şeyler yapalım dediğimde ‘Gerek yok ya bizim Kebeci’de çalışan bir arkadaşımız var. Birileri geldiğinde ona gezdiriyoruz’ dedi. Bu kadar vahim bir durumdayız aslında. Profesyonel turist rehberi olup Kastamonu da yaşamayan bir sürü arkadaşım var ki o kadar şanslıyız ki bu konuda hepsi benimle aynı üniversiteden mezun. Benim dışımda en az 3 kişi sayabilirim. 3’ü de bu alanda en iyi eğitim veren üniversite Ege Üniversitesi’nden mezun olmuş insanlar. Kaçak rehberler yüzünden iş bulamadıkları için burada yaşamıyor bu insanlar” dedi.
“BELİRLENEN ÜCRETİN ALTINDA TURA ÇIKARMAK YASAK”
Yasaya göre tur başına alacakları ücretin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlendiğini aktaran Kalem; “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu ücretin altında çalışmamız yasal değil. 580 lira günlük. Kaçak rehberler de 150-200 lira civarı çalışıyorlar.Sonuçta ben bu işe emek vermiş bu işten para kazanan bir insan olarak ben 580 TL’nin altında tura çıkarsam ceza yiyorum. Ama öbür adam 150 liraya çıkacak ama ceza yemeyecek. Burada hem benim elimi ayağımı bağlayıp hem de o şekilde ceza yazmamaları büyük haksızlık bizim açımızdan.Acentelere göre bu kaçak rehberler daha cazip gelebilir ama sonuçta yasal değil hak yiyorlar ve benim gördüğüm aralarında iyi olanlar da var ama birçoğu çok kötü. Bir kere Kastamonu’ya zarar veriyorlar.Bundan ziyade benimle alakalı bir sorun yaşandığında benim kayıtlı olduğum kurum belli şikâyet edebilecekleri yerler belli ama kaçak olarak rehberlik yapanları şikâyet edebilecekleri bir muhatap bulamazlar” şeklinde konuştu.
“SADECE KAÇAK REHBERLERİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ YETMEYECEK”
Kastamonu’da bu rehber sorununa çözüm bulmak için çözüm önerisi sunan Murat Kalem; “Bir şekilde Kastamonulu olan kokartlı rehberlere ulaşılması gerek. Ama bunlara kuru kuruya ulaşılırsa bu insanlar yine gelmez buraya. Bu insanlara belirli iş garantisi, para kazanabileceklerinin garantisi verilecek ki burada durup kendilerini geliştirebilsinler. Bu insanların çoğu İstanbul’da yaşıyor ve İstanbul’da zaten parasını kazanan bir insanın buraya gelmesinin çok bir sebebi olamaz. Ben her zaman şunu diyordum; Ben İstanbul’da kazandığım paranın yarısını Kastamonu’da kazanayım gelirim diyordum. Buradaki arkadaşlarımın da benzer fikirde olduğunu düşünüyorum. Ama kendilerinin hayat standartlarını düşürmeden buraya gelmesini cezbedecek bir olay olması lazım. Bu insanların gelmesi için sadece kaçak rehberlerin önüne geçilmesi yetmeyecek. Son zamanlarda bu kaybedilen turist sayısının geri kazanılması lazım” dedi.
“KASTAMONU İÇİN TEK MASA ETRAFINDA TOPLANILMASI LAZIM”
“Kastamonu’da belirli şeyler yapılmaya çalışılıyor. Horma kanyonu olsun Valla Kanyonu olsun Yurduntepe olsun, çeşitli şeyler yapılıyor. Ama bunun reklamı, pazarlaması ne kadar düzgün yapılabiliyor ya da ne kadar doğru adımlar atılıyor bunu sormak lazım” diyen Kalem, şöyle devam etti; “Turizm sektörü para kazanmaya yönelik bir sektör. Büyük tur operatörleri size destek vermediği sürece siz büyük bir turizm şehri olamazsınız. Ya da bununla alakalı kaç kere toplanılıp turizm profesyonelleri bir araya gelip bir plan bir taslak çıkarılmış? Bana bugüne kadar fikrimi soran olmadı. Diğer arkadaşıma da aynı şekilde. Üniversitedeki hocalarımızın çeşitli kendi üniversite arasında yapmış olduğu organizasyonlar haricinde zannetmiyorum ki direk diğer resmi kurumlar ve diğer turizm paydaşları bir araya gelip üniversitedeki hocalar dâhil olmak üzere ne yapalım ne edelim diye bir toplantı yapıldığını ben zannetmiyorum. Yapıldıysa da benim haberim yok. Bunla ilgili profesyonel anlamda herkesin bir masa etrafında toplanması gerekiyor. Üniversitedeki akademisyenler, turizmle alakalı profesyonel olan insanlar, profesyonel rehberler Kültür Turizm Müdürü, Belediye Başkanı hatta gerekiyorsa Milletvekillerinin gelmesi lazım. Bu işe elini atabilecek bütün paydaşların bir araya gelmesi lazım. Çünkü herkesin yapabileceği şey farklıdır. Ayrıca eğer böyle bir masa kurulursa mutlaka ve mutlaka o masada bulunması gereken bir isim var. Kastamonu Üniversitesi Turizm FakültesiTurist Rehberliği bölüm başkanı Doç. Dr. Canan Tanrısever. Kastamonu için ciddi bir değer. Kastamonu’daki kalifiyeli insanlardan bir tanesidir. Türkiye’yi geçtim, Dünya’yı gezmiş bir insan. Fikri alınacak insanların başında geliyor kendisi. Hem akademisyen bu alanda pek çok makale ve araştırmalar yapmış bir insan Rotalar üzerinde de çalışıyor aynı zamanda kültür rotaları üzerine. Eğer böyle bir masa kurulacaksa böyle bir insanında o masa da mutlaka olması gerekiyor. Ben bir rehber olarak elimden geleni yaptığıma inanıyorum Kastamonu için. Büyük acentelerle irtibat kurarak onları buraya çekmeye çalışıyorum. Turistler geldiği zaman en iyi şekilde anlatarak onlarda iyi bir intiba bırakmaya çalışıyorum ve buradan memnun bir şekilde geri gönderiyorum. Siyasi ayakların işe el atıp işi doğru düzgün araştırıp elini taşın altına koyarak bu insanları masa etrafında toplaması gerek. Burada bir kurul kurulsun turizm profesyonelleri 2 ayda bir kere buluşulup, neler yapılabilir gibi bunların tartışıldığı bir toplantı yapılsın.”
“KASTAMONU’DA KAHVALTI YAPIP GİDİYORLAR”
Kastamonu’ya konaklamak için hiç tur gelmediğini vurgulayan Kalem; “100 turdan en fazla 1 ya da 2 tanesi Kastamonu’da konaklama yapıyor. Ayrıca Türkiye’de 4 büyük şirket var turizm alanında kendini geliştirmiş. Bu şirketler buraya gelmediği sürece bir turizm patlaması olmaz. Bu saydığım büyük firmalar veya turizm işi yapan tün şirketler paraya bakar. Buradan gerçekten yeterince para kazanmayınca Kastamonu’ya gelmezler. Şu ana kadar bu söylediğim 4 büyük acentenin hiçbirinde Kastamonu turu yok. Sadece Kastamonu’ya programlarında şu şekilde yer veriyorlar. Karadeniz turlarında İstanbul’dan çıkıyor yola. İlk gün kahvaltıyı Kastamonu’da alıyorlar, Cumhuriyet Meydanı’nda duruyorlar, bir de Nasrullah Camii’nin önünde durup gidiyorlar. Başka hiçbir şey yok. Hepsi bu kadar” dedi.
“HAFTADA 50-60 OTOBÜS TUR GELECEK”
Murat Kalem, bu büyük acentelerin buradan para kazanmadıkça gelmeyeceklerin belirterek; “Turizm demek para demek. Bu insanlar belli dönemlerde iş yapabiliyor. Bu insanlar belli dönemlerde çok fazla miktarda para kazanması gerekiyor. Örnek veriyorum bir otele girecek. Otel 200 liraysa sen bunu büyük acenteler 120-130 liradan gerekiyorsa 100 liradan vermen gerekiyor ki sürümden kazanalım, bu insanlar da buraya gelip para kazandırsınlar. Çok büyük bir indirimmiş gibi geliyor ama aslında inanın Kapadokya’da Safranbolu’da turizmin çok yoğun olduğu yerlerde yarı yarıya indirim yapıyor oteller. Örnek veriyorum benim acentem haftada 10 tane otobüs gönderiyor. Bu bahsettiklerim büyük şirketler diğer küçük şirketler de onları takip edecek. Bu 5 şirketin ilgisini çektiğiniz anda hepsi on tane otobüs gönderse haftada 50-60 otobüs tur gelecek buraya ve sen bununla anlaştığın zaman zaten buraya 50-60 otobüs gelecek iş rutine binecek. İlk başlarda tabi ki de aksamalar olacak ama sen eğer haftada şehir olarak 50 otobüsü ağırlayabiliyorsan sadece 4-5 şirketle gelen bu başlangıç için yeter de artar bile. Bununla ilgili İstanbul’da görüşmeler yaptım umarım çok güzel şeyler olur.Rehber olarak Kastamonu’nun Turizm noktasında tanıtılması için elimden geleni yapıyorum ama dediğim gibi daha iyisini daha çok insanın bir araya gelip elini taşın altına koymasıyla olacak. Aklımdaki şey de olursa çok fazla sayılara ulaşabiliriz” ifadelerine yer verdi.
“GÖBEKLİTEPE URFA İÇİN NE İSE KAHİNTEPE DE KASTAMONU İÇİN O”
Kastamonu’da çalışan bir arkeologdan Araç tarafında Kahintepe diye bir yerin bulunduğu bilgisini aldığını belirten Turist Rehberi Murat Kalem; “Kahintepe, Neolitik Dönemden kalan çok önemli bir buluntu. Göbeklitepe Urfa için ne kadar önemliyse Kahintepe de Kastamonu için o kadar önemli. Çünkü Neolitik dönemde Karadeniz’de bir yerleşke yok. O dönemden günümüze bulunan en eski eserlerden biri olabilir belki de ama baraj alında kalacakmış. Bunu bir Turizm değeri olarak kullanmaktansa neden baraj altında bırakılıyor? Kısa vadede baraj daha fazla getir sağlayabilir belki ama uzun vadede doğru reklam ve tanıtımlarla daha fazla para kazandıracaktır. Mesela Urfa Göbeklitepe bulununcaya kadar daha az gidilen bir yerdi ama Göbeklitepe’nin reklamının yapıldığı andan itibaren insanlar akın akın gidiyor ve Urfa bu anlamda milyonlarca dolar para kazanıyorlar. İçeriden alınabildiği kadar eserin alınıp gerisinin sular altında bırakılacağını söyledi ve bu daha 1 yıl bile olunmadı. Ben bunun için insanların bir araya gelip eylem yapacağını düşünmüyorum. Çünkü buradaki insanlar bun farkında değil ve bilinç yok. Buda şunun denilmesi lazım ‘Burada böyle bir şey var bu barajı siz şuraya yapın biz burayı turizm değeri olarak kullanıp turizm değeri olarak bundan para kazanacağız’ Çünkü Turizm Türkiye’nin en azla para kazandığı alanlardan bir tanesi. Yunanistan, İtalya, Fransa gelirlerinin çoğunu turizmden elde ediyor. Türkiye de ilk üç dört sırada olan ülkelerden biridir. Ama Kastamonu bunun ne kadarından faydalanabiliyor?” (Nihan Kıran / ÖZEL HABER)