‘Bu operasyonlara karşı net bir tavır sergilemek lazım’
Hakkı Köylü’ye yönelik kumpası değerlendiren CHP Milletvekili Hasan Baltacı:
‘Bu operasyonlara karşı net bir tavır sergilemek lazım’
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, basın toplantısı düzenledi. CHP İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Baltacı, Hakkı Köylü’ye yapılan operasyonda bir diğer AK Parti Milletvekili Metin Çelik’in sessiz kalmasını eleştirerek; “Susmak kabullenmektir” ifadelerini kullandı. Elinden geldiği sürece her sorunu meclise taşımaya çalıştığını kaydeden Baltacı; “Ankara Kastamonu’yu duymamış. Önce Ankara’nın Kastamonu’yu duyması lazım. Buranın farkında olması lazım. Ben Kastamonu’yu seviyorum. Bu kentte daha iyi koşullarda yaşamamız gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
“YETKİLİLER GEREKEN DERSİ ÇIKARMALI”
Elazığ’da yaşanan depreme değinerek sözlerine başlayan Milletvekili Baltacı; “Elazığ'da yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Deprem bizi uyarıyor. Önce Silivri'de oldu, şimdi Elazığ'da. Bu uyarıdan yetkililer gerekli dersleri çıkarmalıdır. Türkiye'nin yüzde 95'inin fay hattı kuşağının üzerinde yaşadığını düşündüğümüzde ‘deprem olacak mı, olmayacak mı’ sorusunu sormak artık anlamsız. Bu ülkenin kaynaklarını Kanal İstanbul gibi çılgın projelere harcamaktansa insan hayatını önceleyen bir doğa olayının felakete dönüşmesini engelleyecek önlemler alınmalıdır” dedi.
“BAŞKALARINA YAPILANA SESSİZ KALDIĞINIZDA AYNISINA SİZ DE MARUZ KALABİLİRSİNİZ”
Haber peşinde, gerçeğin peşinde koşan gazeteciler ve bir de iktidarın siyasi rakiplerini tasfiye etmeye çalışan operasyonel gazetecilik yapan gazeteler olduğunu hatırlatan Hasan Baltacı; “Bunlardan bir tanesi Zaman gazetesiydi. İktidarın devamını sağlamak için çalışırken kendileri tasfiye oldular. Bunlardan bir tanesi Taraf gazetesiydi. Özellikle Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde yol temizliği yapmak için iktidara çok büyük olanaklar sunmuştu. Bunlardan bir tanesi de Yeni Akit gazetesidir. Bu gazetelerin zamanında yapmış olduğu haberler var. Bu gazeteler yaptıkları bazı haberlerle, Danıştay üyelerini hedef gösterip cinayetlere sebep olabiliyorlar, Cumhuriyet gazetesini hedef gösterip bombalanmasına yol açabiliyorlar, hedef gösterdiği yazarlar ve televizyoncular sokak ortasında dövülüyor, hedef gösterdiği doktor işten atılıyor, bu gazeteler Usame Bin Ladin gibi adamlar için taziye ilanları bile verebiliyorlar. Kadın cinayetlerindeki tutumları ortada. Kadınlar cinayete uğradığında onların yaşam tarzları üzerinden yorumda bulunabiliyorlar. Onların gazetecilik tutumları aslında ortada. İktidarı ayakta tutmaya ve ülkeyi bölmeye yarıyorlar. Buradan herkesin, özellikle iktidarın ders çıkarması lazım. Başkalarına yapılanlara sessiz kaldığınızda aynı operasyona siz de maruz kalabiliyorsunuz. Ben bu operasyonun tamamen karşısındayım. Ama buradan herkes de ders çıkarmalı. Dün yapılan yanlışların bugün de yapılacağını düşünerek net bir tavır sergilemek lazım. Bugün net bir tavır sergilemeyenler, yarın aynı akıbete uğrayabilirler” şeklinde konuştu.
“SÖZ KONUSU HAKKI KÖYLÜ OLUNCA HEMEN AÇIKLAMA YAPABİLİYORLAR”
Kastamonu'nun bu konuda gösterdiği tepkinin doğru olduğunu ve bununla birlikte hem tepki verenlere hem de tepki vermeyenlere özellikle baktığını belirten Baltacı; "Bazı STK'lar, odalar ve sendikalar tepki gösterdi. Akla şu soru geliyor; Daha önceden başkalarına benzer haksızlıklar yapılırken sessiz kalanların iktidarın bir milletvekili buna maruz kaldığında bu kadar hızlı tepki göstermesi bence manidardır. TÜVTÜRK işçileri işten atılırken sessiz kalanlar bu konuya o kadar hızlı tepki veriyor ki, insan şaşırıyor. Taşeron işçileri kadroya alacağız dediler, bir kısmını aldılar, bir kısmını almadılar. Ama bu konuda çıkıp açıklama yapan yok. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında belirlendi. Bu konuya ses çıkarmayanlar iktidarın bir milletvekili söz konusu olunca hemen tepki verebiliyor. Bu düzenin esas mağdurları işçilerdir, köylülerdir, kadınlardır, gençlerdir. Bunlar dururken düzen kuranlar, bugün mağdur oldu diye bu kadar hızlı tepki vermekle ikircikli davranmaktır. STK'lar, odalar ve sendikalar öncelikle kendi görevlerini yapmalılar. Bunlar siyaset yapmasınlar mı? Siyaset yapsınlar, böyle bir operasyonun karşısında olsunlar ama demokratik olan bütün mücadelelere destek vermeyip buna destek vermek bence çok üzücü. Köylü perişan, köylüyü ilgilendiren meslek odaları açıklama yapmıyor. Ama söz konusu Hakkı Köylü olunca hemen açıklama yapabiliyorlar" ifadelerini dile getirdi.
“METİN ÇELİK, SUSMAK KABULLENMEKTİR”
Gerçekleşen olayda AK Parti Milletvekili Metin Çelik'in sessiz kalmasına dikkat çeken Baltacı; “Açıklama yapmayanlar bence, bugüne kadar yaşananlardan ders almayanlardır. Bunlardan bir tanesi de Milletvekili Metin Çelik’tir. Ben 10 gündür takip ediyorum. Belki zamanı değildir, açıklama yapacaktır diye bekliyorum. Ama bir açıklama yok. Susmak, kabullenmektir. Ya bu operasyonu kabulleniyorsun, doğru buluyorsun demektir ya da birisi sana ‘sen karışma biz yol temizliği yapıyoruz, sen bu işin içinde olma’ demiştir. Bence ikisi de yanlıştır. Bir siyasetçi doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmelidir. Özellikle bu operasyon kendi partisine yapılırken sessiz kalması daha manidardır. 10 günlük gelişmeleri izlediğimde, aldığım duyumlara, gördüğüm tepkilere baktığımda oyun içerisinde bir oyun, operasyon içerisinde bir operasyon olma ihtimalini de çok güçlü görüyorum. Kimse bu işe alet olmamalı, demokratik değerleri, basın özgürlüğünü savunmalıyız, yanlışın da karşısında olmalıyız" dedi.
“AÇIKLAMA YAPACAKSAN YAP”
İktidarın her sıkıştığında kendisine yeni ittifaklar aradığını iddia eden Milletvekili Baltacı; "Dün cemaatle ittifak yapıyordu. Ergenekon bahanesiyle birçok insanı tasfiye ettiler. Daha sonra cemaatle problemler yaşayınca tasfiye ettikleriyle birlikte ittifak yaptılar. Şimdi bu da yürümeyince yeni ittifaklar arıyorlar. AKP ile MHP’nin ittifakına bir bakın. 7 Haziran 2015 seçimlerini hep birlikte yaşadık. 6 Haziran’da Devlet Bahçeli’nin söylediklerine bakın, 8 Haziran’da söylediklerine bakın. Sadece 2 gün. Yani aynı Bahçeli, 6 Haziran’da bu iktidarı Pensilvanya’dan yönetilmekle suçlamıştı. 8 Haziran’da ise başka birşey oldu. Bu operasyonun en temel özelliği bu düzenin kimseye hayrı yok. Ya adil, eşit hakça bir düzen kuracağız ya da bu düzen en çok da kuranları içine alıp yok ederek devam edecek. Onun için Metin Çelik’e bir kez daha söylüyorum. Açıklama yapacaksan yap. Sessizlik kabul etmektir, onaylamaktır. Bu sessizlik yarın bir gün aynı Hakkı Köylü’de olduğu gibi kendisini de vurabilir. Onun için açıklama yapmaması manidardır" ifadelerine yer verdi.
“ANKARA’NIN KASTAMONU’YU DUYMASI LAZIM”
Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisinin, Meclis’te bu ülkenin çıkarları için oluşturulmak istenen birçok yasa teklifinin beklemesi olduğunu söyleyen Hasan Baltacı; “Bugüne kadar muhalefetin vermiş olduğu hiçbir yasa teklifi genel kurula hatta komisyona bile getirilmiş değildir. Yani demokrasiyi parmak sayısından ibaret görürseniz olacağı bu. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemle bu ülkenin yoluna devam etmesi gerektiğini söylerken, bunu kast ediyoruz. Kastamonu’yla ilgili kanun teklifleri verdim. Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi (BAKAP) kurulsun demişim. Bunu Meclis’te bekletmekle övünmenin ne anlamı var? Yani BAKAP kurulmasını istemem bana bir şey kazandırmayacak. Benim cebimde hazır proje de yok oradan bir para beklentim falan da yok. GAP, DOKAP ortada. Bu şehre yatırım çekmemiz lazım. Bu şehri cazip kılmamız lazım. Kastamonu’ya birilerinin gelebilmesi için bu memleketin öz evlatlarının burada iş güç sahibi olması lazım. Teşvik programında 4’ten 5’e alınmak zorundasın. Cazip kılmak zorundasın. BAKAP gibi projeleri hayata geçirmen lazım. Gaziantep’te sarımsak ekenlere dönüm başına para veriyorlar. Ben sarımsak, siyez ve pirinçte de alan bazlı destek verilsin dediğimde, ‘Bunu Meclis’te bekletirim. Bunlar iş olsun diye verilmiş kanun teklifi veriyorlar’ diyorlarsa bu memleketle ilgili bir dertleri yoktur demektir. Mobilyada KDV yüzde 8’e indirildi. Kapı da mobilyanın bir parçasıdır. Eskisi gibi bakmamak lazım. Kimse kapım olsun diye kapı seçmiyor. Evin dekorasyonuna uygun bir mobilya gibi kapı alıyor. Şimdi kapıda da KDV’nin yüzde 8’e indirelim demek kötü bir şey mi? Beğenmiyorsan sen ver teklifi ben el kaldırayım. Diğer kanun teklifleri için de aynı şeyi söylüyorum. Benim vermem rahatsız ediyorsa, sen ver teklifi ben el kaldırayım. Ben bugüne kadar seçim meydanlarında ve toplantılarda hep şunu söyledim. Ben bu memleketin hiçbir sorununu masa üzerinde bırakmayacağım dedim. Her sorunu alacağım, mevcut düzen ve hukukun içerisinde ne yapılması gerekiyorsa yapacağım. Yani Kastamonu’nun en genel sorununa da değinmeye çalışıyorum, bir mahallede yanmayan sokak lambasına da değinmeye çalışıyorum. Yani Meclis kürsüsünde fırsat buldukça, bu memleketin sesini duyurmaya devam edeceğim. Çünkü Ankara Kastamonu’yu duymamış. Önce Ankara’nın Kastamonu’yu duyması lazım. Buranın farkında olması lazım. Ben Kastamonu’yu seviyorum. Bu kentte daha iyi koşullarda yaşamamız gerektiğine inanıyorum" diyerek sözlerini sonlandırdı. (Bülten)