“Merak” kelimesinin sözlük anlamı; bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek. Birşeyi edinmek, yapmak, bir şeyle uğraşmak isteği. Kaygı, tasa. Merak kelimesinin özünde istekli olmak vardır. Merak insani bir duygu olup, her insanda bulunan hatta hayvanlarda dahi görülebilen bir duygudur.
Merak duygusunun çocuk eğitiminde, ailede ve okulda olumlu öğrenmeler yaratacak şekilde kullanılmasına dikkat çekmek istiyorum. İnsan doğduğu andan itibaren çevresindeki çeşitli seslere, eşyalara karşı bir merak içinde olur ve merak ettikleri objelerle bir şekilde iletişim sağlayarak öğrenmeler gerçekleştirir. Tabii merak duygusunun öğrenmeye katkısı üzerinde dururken, olumlu öğrenmeler yaratan merak duygusundan bahsediyoruz. Bireye, topluma ve insanlığa zarar verecek meraklar olumsuz duygulardır.
Merak, çocukların en temel içgüdülerinden biriyken yanlış uygulamalar yaparak onları öğretme süreçlerinden uzaklaştırdığımız gibi meraklarını yok edebiliyoruz. Anne-babalar ve öğretmenler olarak, çocuklara soru sorabilecekleri, meraklarının peşinden gidebilecekleri alanlar oluşturmak öğrenme-öğretme süreçlerinin temel taşı olmalıdır. Meraklı çocuk soru sorar; onun bu davranışı engellenmediğinde, çocuğumuzu/öğrencimizi yeni şeyleri keşfetmesine bir adım daha yaklaştırmış oluruz. Kişi bilmediği şeyleri merak eder, bu nedenle bilmediğinin farkında olması gerekir.
Okulda merak duygusundan nasıl yararlanılabilir?
Okullarda gerçek bir öğrenme ortamı yaratmak ve çocuklar sıkılmadan severek okula gitsin istiyorsak çocuklarda merak uyandırmamız gerekir. Öğrencilerinin öğrenme becerilerini geliştirmek isteyen bir öğretmen, onlarda var olan merak dürtülerini de harekete geçirerek yeni ve farklı bir şeyler öğrenmeleri için gayret göstermelidir. Sınıf içinde Merak panosu, Merak kutusu, Zihin haritası vb. uygulamalar öğrencilerin merak ederek öğrenmelerini sağlar. Düşünme yeteneklerini geliştirir. Merak duygusu gelişmiş öğrenci öğrenme için güdülenmiş olur. Öğrenmeye güdülenmiş öğrencinin bilgiyi kavraması daha da kolaylaşır. Merakın oluşabilmesi için öğrencinin kafasında deneyim sonucunda bir şema ve daha sonra da şemada bir boşluk oluşması gerekir. Bu durumda öğrenci o boşluğu doldurmak için meraklanır ve yeni bilgilerin peşinden koşar. Bu sebepten dolayı insanlar ilgilerini çeken konularda daha meraklıdırlar. Çünkü kafasında oluşmuş olan şemada eksikler olduğunu hisseder. O şemayı sürekli genişletmek ve daha bütün hale getirmek ister. Bu nedenle çocukların okullarda sıkılmaması için onların ilgi alanlarını keşfedip, merak duygusuyla yeni öğrenmeler gerçekleştirmelerini sağlamalıyız. Bu noktada okul dışında ailenin desteği de önem taşır. Kitap okuma alışkanlığı gelişmiş bir çocuğun hayal dünyası da merak duygusu da gelişir, yeni öğrenmelere yelken açar. Bu nedenle evlerde kitap okuma saatleri düzenlenmelidir.
Beklenmedik olumlu olaylarla karşılaşmak ve hayattan keyif almak için sürekli “keşif” süreci içinde olmak insana mutluluk verir. Keşfi ateşleyen mekanizmada “merak”. O zaman biz, çocuklarda ne kadar merak duygusu uyandırırsak; onlar da keşfetmeye ve öğrenmeye o kadar meyilli olur ve hayattan o kadar keyif alırlar. Merak eden insan keyifli ve mutlu bir hayat sürer.
Bilimsel buluşlar, icatlar merak dürtüsünün sonuçlarıdır.
İnsanlar hep merak etmiştir ve meraklarının peşinden koşmuştur. En zor olanı ise henüz hiç bilinmeyen bir şeyi bulmak ve anlamaktır. Bilimsel çalışmaların, araştırmaların temelinde de bilim insanlarının yeni keşifler, yeni buluşlar elde etme isteği yatar. Örneğin; “Arşimet’in kendi adıyla tanınan “sıvıların dengesi kanununu” buluşuyla ilgili suya batırılan bir cismin taşırdığı suyun ağırlığı kadar kendi ağırlığından kaybettiğini fark ederek hamamdan “eureka” (buldum, buldum) diye haykırarak çırıl çıplak dışarı fırlaması, onunla ilgili en çok bilinen bir hikâyedir. Her maddenin özgül ağırlığı farklı olduğundan aynı ağırlıktaki farklı cisimler farklı hacme sahiptir. Bu nedenle suya batırılan aynı ağırlıktaki iki farklı cisim farklı miktarlarda su taşırırlar.” (Kaynak: http://www.wikipedi.org) Yine Edison’un ampulü buluşu, Pasteur’un“kuduz” aşısını keşfi, Behçet Uz’un “Behçet” hastalığını keşfi “merak” duygularını bilimsel çalışmalarla buluşturmalarının sonucudur. Ulusumuzun gururu Prof Dr. Aziz Sancar’ın “hasar gören DNA’ların hücreler tarafından nasıl yenilendiklerini haritalandıran” çalışmasıyla 2015 yılında Nobel Ödülü’ne layık görülmesi peşinden gittiği meraklarını bilimsel çalışmalarla bütünleştirmesi sonucu olmuştur.
Çocuklarımıza kazandıracağımız merak duygusuyla insanlığa faydalı bilimsel çalışmalarla, buluşların, keşiflerin başlamasına katkı sağlayabilmek umuduyla meraklı günler dilerim.
SAİM ÇELEBİ
Orhan Şaik Gökyay İlkokulu Müdürü
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.