Bugün Osmanlı Devletinin kuruluşunun 717nci yıldönümü (27 Ocak 1299). 600 küsur yıl, adaletiyle, hatalarıyla dünya tarihine yön vermiş dev bir imparatorluk.
Bugünkü dünya ülkelerine baktığımızda övünülebilecek geçmişe sahip çok az medeniyet olduğunu görüyoruz. Şükür ki bu az sayıda ülkelerden biri de Türkiye. Bizlere tertemiz bir tarih bırakan ecdadımızla övünsek de, aynı düşünceleri cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana geçen süre için maalesef tam anlamıyla paylaşmak pek mümkün değil.
MAZLUM-HAİN
Destan yazarak, nice kahramanlıklarla kurulan cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne nice siyasi ve ekonomik krizler, askeri darbeler atlattık millet olarak. Ve bunların hepsi de tam herşey yoluna girecek dediğimizde vukû buldu. Ancak şunu net söyleyebiliriz ki, bu söz konusu süreçlerde hain ilan edilen, zulüm gören kesimler gün geldi, kahraman oldu, mazlum oldu.
Bugün de benzer durumları yaşıyoruz. Mesela, Ergenekon denilen, Balyoz denilen bazı oluşumlar olduğu ve bunların darbe hazırlığında bulunduğu öne sürülmüş, aylarca, yıllarca hapis yatan insanlar olmuştu. Gün geldi, darbeci yaftasıyla damgalanan bu yüzlerce insan, hapisten çıktı, hem de mazlum, kahraman olarak. Yakın tarihimiz bizlere bir kez daha gösterdi ki, insanları hain yapmak da, kahraman ilan etmek de çok kolay.
Gündemi birkaç saat içerisinde değişebilen ülkemizde son yıllarda bir de sistem değişikliği tartışmalarıyla meşgul olur hale geldik. Aslında tartışan da yok. Başkanlık sistemi olmalı diyenle, asla olmamalı diyenler arasında kısır çekişmeler içinde sürüp gidiyor, bu çok önemli konu üzerindeki beyin fırtınası.
EKİMDE REFERANDUM
Dün basına yansıyan haberlere göre; önümüzdeki 9 aylık süreçte anayasa değişikliği için meclis nezdinde girişimlerde bulunulacak, sonuç alınamadığı takdirde (ki alınamayacağını bugünden söylemek mümkün) Ekim ayında vatandaşın önüne referandum sandığı konulacak. Başkanlık mı, parlamenter sistemle devam mı? sorusu bir de vatandaşa sorulacak. Açık söylemek gerekirse, bugünkü siyasi havaya bakıldığında, Türkiye Cumhuriyetinin 2017 yılında başkanlık ile yönetileceğini söylemek çok da hayal değil. Karşı olduklarının zararlarını adam gibi anlatamayan bir muhalefet ile ülke gündemini iki dudağı arasında tutan iktidar arasındaki çekişmenin galibinin kim olacağını kestirmek o kadar da zor olmasa gerek.
Elbette galip gelen bir taraf olacak. Ancak son kararı yine daha ne olduğunu bile tam olarak anlamadığı bir sistemle yönetilecek olan vatandaş verecek.
Ne güzel söylemiş üstad Necip Fazıl; Sonunda eyvah diyeceğin şeylere başında eyvallah deme, pişman ol fakat pişman ölme
Kalın sağlıcakla
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.