Doğrusöz Gazetesi

Doğrusöz Gazetesi

  • Dergiler
    • Eksen
    • Azra
  • İlk Sayfa
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Video Haber
[x] Kapat
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
  • Doğrusöz Gazetesi
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
ANASAYFA Köşe Yazarları (20 TEMMUZ) Kadına şiddet

(20 TEMMUZ) Kadına şiddet

411
Abdullah Oğuzhan 20.07.2020 10:45:47

HAYAT TONU

ABDULLAH OĞUZHAN (20 TEMMUZ 2020 KÖŞE)

Kadına şiddet

“Bir marketten bıçak alıp insan avına çıktım. Çeşitli şahısları takip ederek, bıçak ve tornavida ile öldürmeyi düşündüm. Ancak son anda başkaları karşıma çıkınca gerçekleştiremedim. Olay sabahı, ‘Kimi öldürebilirim’ diye insan takibine başladım. Karşıma bir bayan çıktı. Takip ederek, evinin bulunduğu binayı öğrendim. Ancak hangi daireye girdiğini görmedim. Bu kızı öldürmeyi çok istedim. Cezaevinden çıkınca adresini tespit etmiş olduğum bayanı öldüreceğim.”

“Sonra caddede kısa boylu bayanı gözüme kestirerek takibe başladım. Bazen aramıza mesafe koyup bazen yan yana yürüdüm. Zile bastı. Tam kapıyı kapatacakken ‘Bakar mısınız’ deyip birlikte apartmana girdim ve bıçakladım. Pişman değilim. Cezaevinden çıkarsam yine insan öldürmeyi düşünüyorum.”

Yukarıdaki ifade, geçtiğimiz hafta genç bir üniversite öğrencisi olan Ceren Özdemir’i öldüren katile ait. Yaklaşık beş sayfalık ifadesine bakıldığında katilin genel manada psikopat olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Her toplumda ve her zaman diliminde seri katillere, sosyopat ve psikopat katillere rastlamak mümkündür. Katil, neden bu kızcağızı öldürdüğü sorusuna ‘zayıf olduğu için, öldürebileceğim bir fiziksel yapıdaydı” diye cevap vermiştir. Nitekim ondört yıl önce de bir çocuğu öldürerek cezaevine girmiş, kapalı cezaevinden açık cezaevine geçtiği hafta da firar ederek bu eylemi gerçekleştirmiştir.

Ceren Özdemir cinayeti, diğer kadın cinayetlerinden farklı özellikler taşısa da kadına şiddet bir kez daha gündemimizde yerini almıştır. Aslına bakarsanız son dönemlerde Şule Çet davası başta olmak üzere birçok kadın cinayetine toplumsal refleksler geliştirilmeye başlanmış, fakat yine de bu vahim olayların önüne geçilememiştir. Ceren Özdemir’in cinayete kurban gitmesinin tek nedeninin, katille yollarının kesişmesi ya da katilin bulunduğu yoldan geçmesi olduğu görülmektedir. Türkiye’de son on yılda 2337 kadın çeşitli nedenlerle öldürülmüştür. Ve maalesef istatistikler her geçen gün bu cinayetlerin artarak devam ettiğini göstermektedir. 2008 yılında öldürülen kadın sayısı 80, 2012’de 201 iken maalesef 2017’de bu rakam 409’a çıkmıştır. Resmi verilere göre Türkiye’de her gün 400 kadın şiddete maruz kalmaktadır.

Kadınlar neden öldürülüyor? Her biri bir evlat, kız kardeş, eş ve anne olan, toplumun genetik kodlarının saklı olduğu birer hazine olarak adlandırılan kadınlar neden şiddete maruz kalıyorlar? Bu sorunun cevabı bir köşe yazısı ile tam olarak ortaya konamayabilir. Nitekim bu konu ile ilgili çeşitli araştırmaların yanı sıra çeşitli sivil toplum platformları birçok istatistik yayınlamıştır. Bu istatistikler, genel olarak kadın cinayetlerinin, kocaları, eski kocaları ve erkek arkadaşları tarafından işlendiğini, neden olarak da kıskançlık, aldatma şüphesi, kadının ayrılmak istemesi ve maddi nedenlerden kaynaklandığını rapor etmiştir. Bu istatistiklerde görülen bir diğer detay da kadın cinayetlerinin başta İstanbul olmak üzere daha çok büyükşehirlerde yoğunlaştığıdır.

Peki, giderek artan kadın cinayetlerinin nedeni nedir? Birçok neden sıralanabilir. Genelleme yaparak bir başlık altında toplayacak olursak; a) Ailevi nedenler, b) Toplumsal rollerdeki değişimler, c) Ataerkil toplumdan kaynaklı nedenler, d) Eğitimsizlik e) Psikolojik nedenler f) Sosyolojik nedenler g) Ekonomik nedenler….diyerek listeyi uzatabiliriz.

Birçok okuyucu yukarıdaki nedenlerden özellikle eğitim düzeyinden kaynaklı nedeni haklı olarak eleştirmiş ve eğitimli erkeklerin de şiddete başvurduğunu düşünmüş olabilir. Haklılar da. Nitekim bu satırları yazarken ajanslara böyle bir haber düştü bile. “İstanbul’da bir üniversitede görevli öğretim üyesi kendisi gibi öğretim üyesi olan eşini bıçakladı.” Buyurun size eğitimli insanlarda görülen şiddet örneği. Kesinlikle haklısınız. Fakat toplumda birçok statü sahibi insan, eğitimli insan olarak adlandırılsa da gerçekte onlar öğretimli insanlardır. Matematik, Fen Bilimleri ya da Sosyal Bilimleri bilmek, eğitimli olmayı değil öğretimli olmayı gösterir. Eğitimli insan, evrensel ve kendi toplumsal değerlerini özümsemiş ve bu değerleri davranışlarında gösterebilen kişilere denir.

Türk toplumu, Osmanlı Devleti’nin son dönemi de dahil olmak üzere üçyüz yıldır nasıl bir toplum olacağına bir türlü karar verememiştir. Bireyselci, demokratik bir batı toplumu mu? Yoksa gelenekçi, kollektif bir doğu toplumu mu? Cumhuriyetle birlikte Atatürk, yönümüzü batıya doğru çevirse de gerek jeopolitik nedenler gerekse batı uygarlığının birçok evrensel değeri oluştururken başarılı olsa da özellikle aile gibi Türk toplumunun çok önem verdiği bir değerde başarısız olması gibi nedenlerle bu kararsızlık süregelmiştir.

İlla ki batı ya da doğu toplumu olmak mı zorundayız? Hem bireyselci, demokratik değerlere sahip hem de geleneklerimizi çağa uygun bir şekilde güncelleyip yolumuza bu şekilde devam edemez miyiz?Yüzyıllarca kültür ihraç etmiş bir toplum, neden kültür ithal etmek zorunda olsun? Anadolu kültürü bu özümsemeyi yapabilecek kabiliyettedir. Fakat maalesef birçok konuda olduğu gibi kadına şiddet konusunda bile toplumsal ayrışmayı yaşıyoruz. Bazıları bu sorunların nedenini muhafazakarlaşma ile açıklarken bir grup ise feminizm gibi çeşitli kadın hakları yaklaşımlarını ve bu yaklaşımı savunanları tek suçlu ilan etmektedir.

Olayın bir başka vahameti de bu konunun sadece cezaların arttırılması ile çözümleneceğine inananların olmasıdır. Cezaların arttırılması belki de onlarca yerinden hava kaçıran bir balonun sadece bir deliğinin kapanması gibidir.

Kadınlara uygulanan şiddet bir kültür sorunudur. Bu sorunu çözebilecek kültürel birikim bu topraklarda mevcuttur. Mevlana’nın, Hacı Bektaşı Veli’nin, Yunus Emre’nin değerlerle yoğurduğu bu topraklar, bu sorunu çözmek zorundadır. Fakat maalesef öyle görünüyor ki bu sorunu çözmek epeyce zaman alacak. Çünkü batı ile doğunun arasındaki sıkışmışlığı, hem politik hem de kültürel olarak olabildiğince yaşadığımız günlerden geçiyoruz. Bu yüzden kendi paradigmamızı ortaya koyabilecek bir enerjiye ihtiyacımız var. Bu enerjiyi zaman geçirmeksizin ortaya çıkarmak zorundayız. Başka Cerenlerin ölmemesi dileklerimle…

    • 0
    • 0
    • 0
    • 0
    • 0
    • 0

    BENZER HABERLER

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (14 NİSAN) Ramazan, yanmak, yağmur

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (14 NİSAN) Ramazan’a dair

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (13 NİSAN) TAHAP örneği…

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (13 NİSAN) Tanrı’yı yeniden aramak

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (12 NİSAN) Urfa’da Ortadoğu okumaları

    (20 TEMMUZ) Kadına şiddet haberi

    (12 NİSAN) Türkiye-Rusya ilişkileri

    BİR CEVAP YAZIN

    Bu habere yorum yazmak ister misiniz ? Cevabı iptal et

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    HABER AKIŞI

    Yeditepe Üniversitesi 6 öğretim üyesi alacak Haberi

    İlanlar | 10:32 Yeditepe Üniversitesi 6 öğretim üyesi alacak

    Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde ait 34 adet taşınmaz kiraya verilecek Haberi

    İlanlar | 10:31 Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde ait 34 adet taşınmaz kiraya verilecek

    Siirt Üniversitesi 18 Öğretim Üyesi Alacak Haberi

    İlanlar | 10:30 Siirt Üniversitesi 18 Öğretim Üyesi Alacak

    14 NİSAN 2021 Haberi

    İlk Sayfa | 09:50 14 NİSAN 2021

    (14 NİSAN) Ramazan, yanmak, yağmur Haberi

    Köşe Yazarları | 09:49 (14 NİSAN) Ramazan, yanmak, yağmur

    (14 NİSAN) Ramazan’a dair Haberi

    Köşe Yazarları | 09:48 (14 NİSAN) Ramazan’a dair

    53 yıldır içtiği sigaradan akupunkturla kurtuldu Haberi

    Genel | 09:46 53 yıldır içtiği sigaradan akupunkturla kurtuldu

    ADALET YÜRÜYÜŞÜ Haberi

    Genel | 09:45 ADALET YÜRÜYÜŞÜ

    Araç, her yönüyle Kanal 7 ekranlarına taşınacak Haberi

    Genel | 09:43 Araç, her yönüyle Kanal 7 ekranlarına taşınacak

    Bu neyin inadı? Haberi

    Genel | 09:42 Bu neyin inadı?

    © 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.

    error: İçerik Koruma Altında.