Bize düşen o kapıyı itmek
Her birimizin hayatında zor durumlarla karşı karşıya kaldığı zamanlar olmuştur muhakkak. Aşamayacağımızı düşündüğümüz sorunlar, dağ gibi yığılan düşünceler, ‘ben bu işin içinden nasıl çıkacağım?’ gibi sorular yiyip bitirmiştir beynimizi.
İnsanız en nihayetinde, zorlandığımız anlar, durumlar hep çıkacaktır karşımıza… Mesele bu değil, asıl mesele bu durumlarla karşılaştığımızdaki izleyeceğimiz yoldur. Çok yakın bir zamanda karşılaşmış olduğum bir zorluğun altından nasıl kalkacağımı düşünürken, karşılaştığım bu hikâye çok manidar bir şekilde adeta bana yol gösteren oldu. Bu sebeple hikâyeyi burada sizinle de paylaşmak istedim.
***
Vaktiyle padişahın biri kendine yardımcı bir vezir bulmaya karar vermiş. Bunun için de kocaman bir kapı yaptırmış. Yaptırdığı kapının ortasına da onlarca kilit taktırmış. Baştan aşağı kapının her yeri kilitle sarılmış. Daha sonrasında ise vezir adaylarından ilkini içeriye buyur etmiş.
Ardından bu ilk gelen adaya, “Eğer vezir olmak istiyorsan bu kapıyı hiçbir alet, edevat kullanmadan açmalısın. Açabilir misin?”diye sormuş.
Vezir adayı dönüp kapıya bakmış, onlarca kilidin asılı olduğu kapının açılmasının mümkün olmayacağını, kaldı ki anahtar olsa da bunun açılamayacağını ifade etmiş. Bir diğer vezir geldiğinde de padişah aynı soruyu tekrar bu vezir adayına da sormuş. O da kapının hiçbir alet kullanılmadan açılamayacağını, anahtar olsa da bunun mümkün olamayacağını belirtmiş. İçeri giren son vezir adayına da padişahın aynı soruyu yöneltmesi üzerine bu sefer vezir adayı kapıya bakıp padişaha dönmüş, “Sultanım, aslında aklım der ki bu kapı böyle açılmaz ama bize düşen itmektir” demiş. Elini uzatıp kapıyı ittirdiğinde kapı kolayca açılıvermiş. Aslında o kilitlerin hiçbirisinin kilitli olmadığını görmüş.
***
Bize düşen karşılaştığımız zorluklarda, zorluğu görüp de pes etmek değil. O iş için çabalamak, gayret göstermek, tıpkı hikâyede dediği gibi kapıyı açmak mümkün görünmüyor olabilir ancak bize düşen o kapıyı o kilitlere rağmen itmek. Kim bilir belki bizi ürküten ‘açılmaz’ dedirten o engeller sadece görüntüden ibarettir. Başarmanın ön adımı denemektir. Korkmadan, gözümüzde büyütmeden, inanarak zor işlerin, zor şeylerin üstesinden gelebilmenin yollarını aramalıyız.
Hani ne demişler “Sen işten korkma, iş senden korksun.” Gözümüzde büyütmeyelim. Her işin üstesinden gelinecek diye bir kaide de yok. Ne dedik en başında ‘hepimiz insanız.’ Elbette hatalarımız, başarısızlıklarımız, yapamadıklarımız olacak, ancak denemeden de ‘olmuyor bu’ demek mantıklı değil. Biraz uğraşmak ve çaba göstermek lazım. Yani insan evvela kendi üzerine düşeni yapacak. Bize düşen de o kapıyı itmek.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.