(17 ARALIK )
Kendimizi bulunduğumuz yere ait hissedemediğimiz anlar olmuştur birçoğumuzun değil mi? Bulunduğumuz yere, zamana, etrafımızdaki insanlara, yaptığımız işe, peşine düştüğümüz hedefe, içinde çabaladığımız koşturmacaya yabancı hissettiğimiz… Sorgulayıp durduğumuz, kaybolduğumuzu düşündüğümüz, noksan bir şeyler olduğunu hissedip ne olduğunu bir türlü bulamadığımız zamanlar… Birilerinin bizim için biçtiği kıyafetlere sıkışıp kaldığımız, omuzlarımızda dünyanın ağırlığını hissettiğimiz zamanlar…
***
Aidiyet noksanlığıdır bu sevgili dostlar! Yemek yemek, su içmek gibi bir ihtiyaçtır. Giderilmezse büyür, dev olur! Bu bahsettiğim duyguları ben daha önce çalıştığım bir şirkette tanıdım. Tabi adlandırabilmem zaman aldı. Şirketin değerleriyle benimkiler arasındaki kopukluktan doğuyordu kendimi içinde bulunduğum ortama ve duruma ait hissedememe hali! Bu bir nevi tatminsizlik, huzursuzluk hissi, herkesi farklı kucaklıyor. Benim için tam olarak özüme dönüp bakmama vesile oldu esasında. Kendimi ve hayatta durmak istediğim yeri sorgulamama, değerlerimi yeniden ve yeniden gözden geçirmeme. Ve her seferinde daha da çok sahip çıkmama! Sonra bir meleğin sesi doldu kulaklarıma; “Ne olmak istemediğine değil, ne olmak istediğine odaklan!” diyen. Evet çok haklıydı, o güne kadar beni ben olmaktan uzaklaştıran şeylere bakmış, hayıflanmıştım. Bu minvalde bir döngüdeydim. Tam da dediği gibi oldu; nasıl olmak istediğimin ayırdına vardığımda, evren bütün kapılarını açtı ve benim harekete geçmeme fırsat verdi. Kendim olma fırsatını, kendimi gerçekleştirme fırsatını.
***
Şimdi geriye dönüp baktığımda, yaşadığım hiç bir şeyin sebepsiz olmadığını çok daha net görebiliyorum. Olumsuz addettiğimiz her şeyin bizi olgunlaştırmak, bir sonraki adımımıza hazırlamak için Tanrı’nın bir lütfu olduğunu da! Görünmeden görülmenin tarifsiz güzelliğini de! Her gün ama her gün şükrediyorum kaybetmeden bulduklarıma. İnsanları ayrıştıran makam koltuklarına değil de gönüllerine kurulduklarıma. Kapılarımızı açıp nasip aldıklarımıza.
Değerlerimize yaşayarak sahip çıkabilmek dileğiyle kıymetli okurlar. Mutlu haftalar.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.