“Bir insanın kalitesi fikirlerinden daha önemlidir; bir fikrin kalitesi de renginden daha önemlidir.”
Birkaç yıl önce tanınmış bir yazarın köşesinde okuduğum bu söz, benim için o gün bu gündür insanlara bakışımda bir kriter, bir yol gösterici oldu. Çünkü bu söz insanlara yaklaşmada, onları değerlendirmede elimize şaşmaz bir ölçü veriyor.
Buna göre bir insan; bizden farklı, bizimkine aykırı hangi düşünceye, hangi politik ve ideolojik kanaate sahip olursa olsun, o insan eğer şahsen düzgün ve dürüst biriyse ona güvenilir, onunla alışveriş içinde olunabilir. Ama bir insan bizimle aynı fikirde, aynı politik ve ideolojik eğilimde olmasına rağmen düzgün ve dürüst biri değilse onun bizimle aynı fikir ve kanaatte olmasının değeri yoktur.
Bugün birey olarak bizler de içinde yaşadığımız toplum da çevremizdeki insanlarla, bildik tanıdıklarla, arkadaş ve akrabalarla böyle bir ölçü kullanarak ilişki kuramıyoruz. Kendimizinkine zıt bir politik ve ideolojik kanaate sahip olanları anında ötekileştiriyoruz. Hoşgörünün, empatinin zerresine bile sahip değiliz! Bu yüzden de çok kolay kutuplaşıyoruz, aramızda duvarlar örüyoruz. Kolayca gerginliklere, kırgınlıklara sürükleniyoruz.
…
Gelişmiş toplumlarda bizdeki boyutlarda kutuplaşma, gerginlik ve kırgınlıklar bulunmuyor. Çünkü böyle toplumlarda bireyler kendi inanç, düşünce ve kanaatlerine saygı beklerken kendileri de aynı konularda başkalarınınkine saygı gösterebiliyorlar. Bunu da çok rahat yapabiliyorlar. Yine böyle toplumlarda bir birey başka bir bireyin düşünce ve kanaatlerine saygı duyarken karşısındaki şahsın düzgün ve dürüst biri olmasına bakmıyorlar. Madem bir konuda öyle düşünüyor, o da onun hakkıdır, deyip geçiyorlar.
Bizde ise karşımızdaki insan ne kadar dürüst ve güvenilir biri olursa olsun, dini inancı, politik kanaati bizimkine zıt veya bizimkinden farklı ise onun kaderi yine de dışlanmak, ötekileştirilmektir. Bizde ne yazık ki temel felsefe, “bir kimse benimle aynı görüşte olsun da ne olursa olsun”dur! Dürüstlük, güvenilirlik en son aranacak ayrıntı durumundadır.
Aynı şekilde bir fikir de akla uygunsa, barışçıysa, tutarlıysa, insanî ise onun sağcı solcu, A partili, B partili olmasının o kadar önemi yoktur. Aksine eğer bir fikir ayırımcı, kışkırtıcı, kavgacı, akıl dışı ve tutarsızsa hangi taraftan olursa olsun değeri yoktur.
Ne yazık ki fikirle ilgili bu kaliteli ölçü de bizde layık olduğu oranda karşılık bulmuyor. Karşımızdaki insanın fikri ne kadar sağlam ne kadar tutarlı olursa olsun, bizim fikrimize, ideolojimize zıtsa onun da hiçbir kıymeti yoktur.
Bugün bizim toplumuzda kişisel olarak da grupsal olarak da geçerli olan, yürürlükte olan iletişim şekli maalesef budur.
Görüş ayrılıklarını abartmakta, bu alanda habbeyi kubbe yapmakta çok marifetli bir toplumuz.
Tam da bu sebeple bir türlü bir barış toplumu, bir uzlaşma toplumu görüntüsü oluşturamıyoruz. Kavgacı, gürültücü, vurmaya kırmaya teşne bir toplum görüntüsü oluşturmakta ise son derece başarılıyız!
Eğer bizler insanlara ve fikirlere baştaki harika söze uygun olarak bakmayı başarabilsek; daha barışçı, daha uzlaşmacı, daha uygar bir toplum olacağımızda şüphe yoktur.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.