14 ARALIK 2019 CUMARTESİ
Azrail nerede geziniyor?
3 gün önce Seydiler Yayla Mahallesi mevkiinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi ölmüş, 2 kişi de yaralanmıştı.
Panelvan minibüsün içinde bulunan 4 kişilik aileden 3’ü artık bu dünyada değil. Üstelik yolda olmalarına sebep Devlet Hastanesi’ne ziyarete gitmeleri…
Dede, kızı ve 5 yaşındaki torunun ölümlerine enteresan bir durumu da İnebolu’nun Göçkün Köyü’nden olmaları veriyor. Çünkü geçen hafta da bu köyden 3 kişi daha Taşoluk civarındaki trafik kazasında hayatlarını kaybetmişti.
Köy muhtarı Ersin Çodur’un cenazede “Kelimelerin düğümlendiği yerdeyiz şu anda Allah’ın takdiri ilahi böyle, bir hafta içerisinde trafiğe 6 tane kurban verdik.” demesi de bu yüzden.
* * *
“Bu kazalar engellenebilir miydi, bu canlar hayatta kalabilir miydi?” soruları aklımızda dönüp duruyor. Geçen yıl ülkemizdeki trafik kazalarında 6675 kişi hayatını kaybetti ve bunun üzerine ulaşılan tek bilgi bu kazaların yüzde 90’ının sürücü hatasından kaynaklandığıydı.
Bir mahallede ya da köyde ölümler yakın zamanda çoğalınca “Azrail burada geziniyor!” yorumları yapılır, bilirsiniz. Azrail nerede geziniyor bilmiyorum, emri aldığında olması gerektiği yerde oluyordur elbette ama dikkati, tedbiri elden bırakmadığınız hâlde hâlâ Azrail’le burun buruna geliyorsanız, evet, diyecek bir şey yok! Lakin tedbir almadan, tevekkülü bilmeden bütün suçu Azrail’e atıyorsanız kolaya kaçıyorsunuz, haberiniz olsun!
Seydiler’deki kazada 5 yaşındaki çocuk, Taşoluk’taki kazada da 1 yaşındaki bebekle 5 aylık hamile annenin ölümlerini kolay kabullenemiyor insan! Ülkemizde, trafik kazaları haber ve üzüntü değeri taşımamaya ne zaman başladı bileniniz var mı?
Sürücülerimizi mi eğitemiyoruz, trafik işaretleri mi yetersiz kalıyor, araç teknolojileri kazalara sebebiyet mi veriyor? Hiç kimse bunların derdine düşmez! Siz, trafik canavarı olmayın, canavarlardan da sakının!
ELEKTRİK ÇARPACAK!
Merak etmeyin, zamlardan bahsetmeyeceğim. Cuma günü Devrekâni’de, ilçenin ilan hoparlöründen yükselen ses, cumartesi saat 9 ila 17 arasında bakım nedeniyle ilçeye elektrik verilemeyeceğini söylüyordu.
Bu, şu demekti: “Doğalgazla ısınıyorsanız, başınızın çaresine bakın! Ya soba kurun ya da elektriği, sobası olan yakınınız veya akrabanızla aranızı soğutmayın, çünkü biz, sizi yeterince soğutacağız!”
“Üşüyorum sevgili, mevzu yokluğun değil, kalorifer bozuk!” diye arabasının arkasına yazan ağabeyi şimdi daha iyi anlıyorum!
CUMARTESİYE DAİR!
Nedense cumartesiler her zaman farklı bir gün hissi uyandırmıştır bende. Başlangıçları pazartesiden değil de cumartesiden yapmayı önemserim o yüzden. Ne hâldesiniz, bilmiyorum, inşallah her şey yolundadır. Yoksa kötü giden bir şeyler mi var? Dert etmeyin, güzel başlangıçlar adına bugünü, şu saati değerlendirebilirsiniz, haydi ne duruyorsunuz?
* * *
Yazıyı yazdığımda 17 yaşında olmasına rağmen yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in idam edilişinin yıl dönümüydü. Zor yılları yaşamanın bedelini ödeyip cana kıymayan ve insanlığını kaybetmeyen sağdan ya da soldan olsun tüm insanlarımızı da Eren’in şahsında anıyor, bir Sezen Aksu şarkısının Aysel Gürel’e ait sözleriyle yazımı bağlıyorum:
“Bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
Bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terk edilişler
Bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi
Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
Aman aman yandım aman
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda…”
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.