Doğrusöz Gazetesi

Doğrusöz Gazetesi

  • Dergiler
    • Eksen
    • Azra
  • İlk Sayfa
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Video Haber
[x] Kapat
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
  • Son Dakika
  • Doğrusöz Gazetesi
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
  • Son Dakika
ANASAYFA Köşe Yazarları 13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü!

13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü!

13 ARALIK 2019 CUMA

Selahattin Demirel 13.12.2019 09:47:07

SELAHATTİN DEMİREL (13 ARALIK 2019 KÖŞE)

Bir yazarın ölümü!

Adli Tıp’ın önünde çok değil birkaç kişi vardı. Durumun farkına ilk varan eşini yakın zamanda Hakk’a uğurlamış işçi emeklisi bir adamdı. Yan daireden kötü kokular geliyordu nasıl fark etmeyecekti? Ölümü şüpheliydi. Aslında şüpheye yer vermediği açık bir hayatı yaşamıştı ölen adam.

Emekli komşunun yanında mahalle bakkalı vardı. İç organlarının en ince ayrıntısına kadar çıkarılıp incelendiği bu, artık yaşamayan adam ondan her gün birkaç gazete alırdı. “En son gördüğümde almadı bir şey” dedi. “Dilinde şöyle bir şiir vardı” deyip sanki kaydetmiş gibi bir çırpıda söyledi:

“Gitsem, ağlar mı arkamdan,

81 şehir ve milyonlarca insan,

‘Gitme’ derler mi hiç?

‘Çok düşündün bizi, yapma’ derler mi?

 

Köylüler, işçiler, yollar, köprüler

Gözyaşı dökerler mi ardımdan?

Yollar kapanır, köprüler çöker mi?

Fabrikalar durur, tarlalar ot bağlar mı?

 

Ah o hayallerim gerçek olur mu?

Gitsem…”

Bakkal, şiirin ardından hüznün yönünü değiştirmek isteyerek, “benden sadece gazete ve fırında kalmadığı zaman ekmek alırdı ama yine de iyi insandı, yazık oldu!” dedi. Bu ölen adam da süpermarketlere gitmeyip de ne halt edecekti? Emekli komşu tepkisizdi, bakkalın sözleri karşısında. O, şimdi bu adamdan sonra yanına acaba hangi kiracının taşınacağını düşünüyordu, sonra bunu düşündüğü için utanacaktı.

Bu iki adamın yanında birkaç genç kız vardı. Edebiyat Fakültesi öğrencisiydiler, onlar da ölen adamla aynı apartmanda oturuyorlardı. Çoğu zaman ondan Felsefe ve Türk Edebiyatı dersi almışlardı hem de ücretsiz. Üstelik yemek ve çay ikramı da ölen adamdandı iyi mi? Şimdi bu kızların arasına selvi boylu kara saçlı kara gözlü naif bakışlı bir hanım daha geldi. “Getti dağ gibi aslanım getti…” demedi tabii. Önce bakkalın dikkatini çekti gelişiyle ve sordu bakkal merakla:

— Siz neyi oluyordunuz bayan?

Esmer, selvi boylu, naif bakışlı bu hanım sinirli cevapladı:

— Birincisi bayan değil hanımefendi, ikincisi ben onun karşılıksız aşkıydım. Ona yakında karşılık verecektim, biraz naza çekmek istemiştim, “Fazla naz, âşık usandırır.” dedikleri buymuş, şimdi anladım.

Çantasından büyük bir kutu çıkardı, kutunun içinden de tablet ilaçlar. Elinde ilaçla bağırdı: “Açın kapıyı, açın! Şu ilacı ılık bir suyla içirin ona. Hiçbir şeyi kalmayacak. Artık kesip biçmeyin garibi. Şunu bir içirin, her şeyi yerli yerine gelecek, yine bana güzel mektuplar yazacak.

Adli Tıp morgunda parçalanan adam, takma isimle blog yazarlığı yapıyor, geçimini böyle sağlıyordu. Aslında ne bir öykü yayınlayabilmişti ne de bir şiir. Reklam ajanslarının siparişi üzerine yazılan yazılardı bunlar. Gerçek duygularını açıklayıp yazamadığı, duygusuz, satış baskılı yazılar…

Blog yazarı intihar edecek biri değildi ama intihar edenlere çok üzüldüğü ve neden bunu yaptıklarını düşünüp durduğu biliniyordu. Hatta yazıp yayınlamadığı bir makalesinde şöyle demişti:

“Bizler çevremizdeki tutunamayanlara artık daha fazla gözlerimizi kapamamalıyız ki hem ‘Bana dokunmayan yılan kimi sokarsa soksun!’ bencilliğinden kendimizi bir an evvel kurtarmış olalım hem de nice sıkıntılar, bunalımlar içinde kıvrananlara hayırlı bir vesile olup yarınlara hep beraber umutla bakabilelim.”

Sonunda kapılar açıldı. Kana bulanmış yüzleri ve beyaz önlükleriyle belirdi doktorlar ve hemen açıkladılar:

“Korkacak bir şey yok, komşunuz gıda zehirlenmesi sonucu bu dünyadan ayrılmış. Glikoz yüklü hazır tatlılardan almış, şu her köşe başındaki ucuzluk marketlerinde ve sahtekâr şekerlemecilerde satılanlardan…”

Bir şekerpareydi bu. Son kullanma tarihi geçmişti ama o bunu bilerek almıştı. Çünkü sadece bir paket kalmıştı markette, canı da çok çekmişti bu tatlıyı. Bir çay demleyip kaşarlı bir tostla akşam yemeğini yemiş, yatarken de bu tatlıların hepsini şekerpare zaafıyla midesine indirmişti. Kanepenin üstüne uzandığında tatlı bir uyuma hissi gelmiş, sonrasında da midesinde volkanlar patlamaya başlamıştı. Ağzından geri geliyordu yediği bozuk şekerpareler, istifra ediyordu.

Emekli komşusunun, ölümünden birkaç gün sonra çağırdığı ambulanstaki sağlık görevlileri eve girdiğinde yüzü de morarmıştı. Duvardaki saat 11’e çeyrek vardı ve öldüğü gece durmuştu. Belki de vefasını göstermişti, dakik çalışmasına hep özen gösteren bu adama!

Karşılıksız aşkı selvi boylu esmer hanım, gözünde birkaç damla yaşıyla konuştu: “Benim ilacımın gıda zehirlenmesine tesiri yok. Demek yakışıklımın bir şekerpare yapanı bile yokmuş ha! Şimdi ben bir daha şekerpare yiyebilecek miyim sanıyorsunuz?”

Emekli amca toparlamaya çalıştı durumu: “Kızım, merak etmeyin. Ben de 60 yıllık hayat arkadaşımı, her şeyimi az bir zaman önce Hakk’a uğurladım. Hem de bir kalp kriziyle. Yanında olmama rağmen fayda etmedi, tutamadım onu, ellerimden kayıp gitti. Elbet bir sabah bulaşacağız bizden evvel giden sevdiklerimizle, unutma bunu kızım! Haydi sil gözyaşlarını. Merhumun vasiyeti vardı bana, Amca senden evvel ölürsem cenazemde şekerpare dağıt!’ demişti. Hadi, şu işleri halledelim. Parasını da peşin bırakmıştı biliyor musun? Vasiyettir bu, yerine getirmek icap eder.”

“Para” lafını münasip bir dille uydurmuştu emekli amca. Kendisine beklemediği bir yerden miras kalmış, paraya dokunmamaya yemin etmişti. İhtiyaç sahiplerine ulaşıp paylaşmıştı çoğunu. Blog yazarına durumu anlattığında o da “Senden evvel ölürsem…” diye başlayan vasiyetini söylemişti. “Aman evlat!” lafı karşılıksız kalmıştı emekli adamın.

Glikozsuz, ev yapımı şekerpareler dağıtıldı blog yazarının cenazesinde. Tüm şekerpareleri blog yazarının karşılıksız aşkı selvi boylu esmer güzeli yapmıştı. Her tepsiye gözyaşını dökmüştü. Bu şekerparelerden zehirlenen olmadı, çünkü satış kaygısıyla değil zamanında gösterilmemiş bir sevgi pişmanlığıyla yapılmıştı her biri.

Sevgiyle yapılmış şekerparelerin güzel, taze şerbet kokusuna inat yurdun çeşitli bölgelerinden kötü kokular geliyordu. Bu kokular kimsesiz, yalnız ölenlerin geç fark edilen ayrılık mektuplarından yükseliyordu ama yine de bundan daha da kötü olan başka kokuları bastıramıyorlardı. Çünkü insanlar burunlarına mendil kapatıp ilgisizlikle sadece “Üf!” diyorlardı ve devam ediyorlardı aynı vurdumduymazlıkla yaşamalarına.

Bir zaman sonra bu yazılanların, çoğu insanın uykuda olduğu bir gece vakti hüzün ve gözyaşıyla yazıldığına dair iddialarda bulunulduysa da bunlar teyit edilemedi!

Not: 2 buçuk sene önce yazdığım bir öyküdür.

    • 0
    • 0
    • 0
    • 1
    • 0
    • 0

    BENZER HABERLER

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (27 HAZİRAN) Kötü cesur, iyi pısırık olursa

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (27 HAZİRAN) 3. dünya savaşına hazırlanmalıyız(!)

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (25 HAZİRAN) Avukatın (müdafiinin) ifade almada yetkisi-1

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (25 HAZİRAN) Geçmişin keşke’leri, geleceğin ‘acaba’ları

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (24 HAZİRAN) Onurun onuruna ettiler

    13 ARALIK 2019 Bir yazarın ölümü! haberi

    (24 HAZİRAN) Hayat pusulamız

    BİR CEVAP YAZIN

    Bu habere yorum yazmak ister misiniz ? Cevabı iptal et

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    HABER AKIŞI

    27 HAZİRAN 2022 Haberi

    Genel | 13:17 27 HAZİRAN 2022

    Yol-İş 1 Nolu Şube’de ‘Çelik’e güvenoyu Haberi

    Genel | 11:57 Yol-İş 1 Nolu Şube’de ‘Çelik’e güvenoyu

    Soyguncuya 42 yıl ceza! Haberi

    Genel | 11:56 Soyguncuya 42 yıl ceza!

    Menfez yıkıldı, 3 köyün bağlantısı kesildi Haberi

    Genel | 11:55 Menfez yıkıldı, 3 köyün bağlantısı kesildi

    Lastiği patlayan pikap devrildi: 3 yaralı Haberi

    Genel | 11:54 Lastiği patlayan pikap devrildi: 3 yaralı

    Kurubenzinlik’te kazalar art arda geldi: 4 yaralı Haberi

    Genel | 11:53 Kurubenzinlik’te kazalar art arda geldi: 4 yaralı

    Kurban yüklü tır devrildi Haberi

    Genel | 11:26 Kurban yüklü tır devrildi

    ‘Kamyon Tiyatrosu’ İnebolulularla buluştu Haberi

    Genel | 11:24 ‘Kamyon Tiyatrosu’ İnebolulularla buluştu

    Kastamonu beylerinin 600 yıllık mektupları bu kitapta Haberi

    Genel | 11:23 Kastamonu beylerinin 600 yıllık mektupları bu kitapta

    İnebolu’da uyuşturucu operasyonu: 1 gözaltı Haberi

    Genel | 11:22 İnebolu’da uyuşturucu operasyonu: 1 gözaltı

    • Gizlilik Sözleşmesi
    • Çerez Politikası
    • Yazarlar
    • İletişim

    © 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.