Eğitim üzerine yazıma romantizm akımının önde gelen simalarından Lord Byron’un şu sözüyle girizgâh yapmak istiyorum.“Ekmekten sonra eğitim, bir milletin en büyük ihtiyacıdır.”Byron bu sözünde eğitimin önemini nasıl ki ekmek insanların temel besin kaynağı ise eğitimi de en acil ihtiyaç gibi vurgulamıştır. İnsan doğduğu andan itibaren eğitim alır ve hayatımızın her döneminde bu eğitim çarkı dönmeye devam eder.
Eğitim ilk önce ailede başlar. Aile içerisinde sergilenen tavırlar, konuşmalar, her çocuğa bir şeyler öğretir. Aile yapısı çocuğun kişilik gelişimi üzerinde önemli bir etkendir. İlerleyen dönemlerde yaşımız ilerledikçe eğitim kurumlarında eğitim almaya devam ederiz. Dolayısıyla da eğitim yaşamımızın her anında daimi bir şekilde sürer, şunu da unutmayalım eğitimin son kullanma tarihi geçmez, eskimez, bitmez, eğitim yaşamımızın her alanında vardır. Eğitim bize tıpkı iletişim temel ögelerinde olduğu gibi mesajı gönderici konumdadır bizler ise mesajı alıcı tarafındayız hayatımızın her evresinde eğitim kaçınılmazdır.
Eğitimde plansız, hazırlıksız aniden ne olduğunu anlayamadan korona virüs salgınından dolayı uzaktan öğrenilişine başladık. Yeni okula başlayan çocuklardan, ortaokula, liseye, üniversiteye hep bir yönden uzaktan öğrenişine uymak zorunda kaldık. Açıkçası eğitim bu milletin yapı taşıdır, temeli yeni atılan bir bina gibidir. Eğitime eğer sağlam başlayamazsak bu en ufak bir sallantıda problemyaratabilir, binanın sekizinci katındayken en küçük sarsıntıda bile dokuzuncu katını göremeyebilir geldiğimiz sekiz kat bile çöp olabilir yitip gidebilir. Hele de ilkokula yeni başlayan çocuklar için daha okuma yazma bilmediklerinden onlara ve ailelerine hayli zor oluyordur.
Korona illeti öyle bir şey ki; tüm insanlık bıktı, yıldı, usandı korona bir bitmek bilmedi, insan bitti, korona illeti bitmedi. Ne zaman biter meçhul! Biraz bizim duyarlılığımızda bir şey hepsi insanda bitiyor önlem almazsak çok çekeceğimiz var. Daha bu öğrenciler okullarından mahrum kalmaya devam eder, onları üzmeyelim, öğrenci bu toplumun aydınlığı bir güneş gibi yarını aydınlatacak.
Eğitim uzaktan ne kadar verimli oluyor? Şöyle izah etmek gerekirse eğer, uzaktan alınan öğrenilen eğitimin pek yararlı olacağını düşünmüyorum. Çünkü her evde en az bir tane okuyan öğrenci var her öğrenci için söylemiyorum çok çalışan öğrencileri tarafımca hep takdir etmişimdir. Ama bazı kısım öğrenciler için hocası dersi anlatırken, dersi açıp telefon ya da bilgisayarını bir köşeye bırakmadığı ne malum? Oysa öğretmen dersi anlatır öğrencinin onun dinlediğini düşünür, alınan eğitiminde yarınlara hiçbir faydası olamayacaktır böylece. Alınan yüksek puanlar, ortalaması yüksek gelen öğrenciler bunun kişiye bir faydası olmayacak çünkü iki hafta önce dinlediği dersi açıp, bir köşeye koyduğundan, ismen sanal sınıfında ama zihnen orada değil ne öğrenmiş, öğrendiği konu ilerisi için ona ne katacak asıl bunlar önemli kendi içimizde hülasa edelim bunları sevgili öğrenciler.
Her birimizin sağlığı için eğitim zorunlu olarak uzaktan veriliyor. Uzaktan alıyoruz ama önemli bir şey var atladığımız her şey yine bizim gayretimizde, yine her şey insanın emek verip yorulmasında. Esnek davranıyoruz, nasıl olsa okulda değilim, biraz daha uyuyayım sonra da dersi dinlerim, bir rahatlık var öğrencinin yükümlülüğünde. Eğitimin uzaktan alınışındayız ama çaba ve gayret yalnızca sizin elinizde eğitimin kolunu uzakta da olsa bırakmayın okumak arınmaktır, okumak aydınlanmaktır, okumak cehaleti yıkmaktır. Eğitim size böyle kıymetli hediyeler kazandırırken o hediyeyi geri tepmeyin.
Joseph Joubert ‘ın anlamlı sözüne yer vermek istiyorum son olarak;
Bir yıl sonrasıyla düşündüğün, tohum ek.
Ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın,
Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini, halkı eğit o zaman…
Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın,
Bir kez olur bu ürün, eğitirsen toplumu.
Birisine balık verirsen, doyar bir defa;
Balık tutmayı öğret, doysun ömür boyunca…
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.